Gençliğin Fotoğrafçısı Mesut Eray 28 Haziran 2016 yılında aramızdan ayrıldı. Birbirimize “CANIM ABİM” diye hitap ederdik. Çok naif ve kibar bir insandı.
Gazetecilik mesleğini de başarıyla yapardı. HAFTALIK SES GAZETESİ çıkarırdı.
Bir kez daha rahmetle anıyor öncelikle bir anımızı paylaşmak istiyorum. Sonrasında onun adına açılan müzeden bahsedeceğim.
Yıl 2006… Yakın Doğu Üniversitesi yetkilileri etkinliklerini tanıtmak üzere bir çok kentten gazeteciyi KKTC'ye davet etti ve ağırladı.
Mesut Eray ağabey ile uçakta yan yana gittik. Mesut ağabeyin bir çok güzelliği fotoğrafladığını bilmeyen yoktur.
Uçak KKTC’ye doğru inişe geçer geçmez Mesut ağabey başladı deklanşöre basmaya. Hızını alamayan ve fotoğraf sanatçısı kimliğiyle de tanınan Mesut ağabeyi kimse durduramıyordu. Uçak, KKTC Ercan Havaalanı’na indi, Mesut ağabey, o 3-4 dakikalık inişte belki 300-400 kareye yakın fotoğraf çekti.
Yakın Doğu Üniversitesi yetkilileri bizleri havaalanından aldılar üniversite yerleşkesine gittik, odalara yerleştik.
Uçakta yan yana geldiğimiz yüreği kalbi güzel insan Mesut Ağabey ile aynı odaya denk düştük. Mesut ağabey ile bol bol sohbet ettik. Sıra geldi KKTC’de gezintiye. Yakın Doğu Üniversitesi yetkilileri bizleri KKTC’nin arka sokakları diyebileceğimiz savaş yıllarından kalma evlerde binlerce kurşun izi olan yerleri gezdirdi. Hatta Barbarlık Müzesi var, KKTC’ye gidenler bilir o müzeyi de gezdik. Hatırlayacak olursanız hani gece yarısı baskını ve bir binbaşımızın eşini ve çocuklarını banyo küvetinde hunharca, alçakça katletmişlerdi. O küvet Barbarlık Müzesi’nde aynen kanlı şekilde sergileniyor…
Müzeyi gezdik gördüklerimiz karşısında boğazımız düğümlendi.
***
Sıra geldi sınırdaki gezintiye…
Sınırda gezinirken herkes elinde fotoğraf makinesi anı ölümsüzleştirmeye çalışıyordu…
Mesut Eray ağabeyin fotoğraf çekmede hızlı ve doyumsuz olduğundan bahsetmiştik. Mesut Eray ağabey fotoğraf çeke çeke o kadar dalmıştı ki Rum kesiminde nöbetçi kulesindeki asker hareketlendi, silahını doğrultacaktı ki bizim Mehmetçikler düdük çalarak Mesut ağabeyi uyarmaya çalıştı. Mesut ağabey o kadar dalmıştı ki düdük sesini duymuyor, biz gazeteciler bağırarak kendisini çağırmaya çalıştık. Hatta ben o kadar heyecanlanmışım ki bir ara “Canım abim çabuk bu tarafa gel kurşunu yiyeceksin diye bağırmışım. Sonradan arkadaşlar söyledi. Sonunda Mesut ağabey sesimizi duydu tabiri caizse “Geri” çekilerek bir bakıma kurşunu yemekten kurtulmuş oldu. Tabi tüm bunlar yaşanırken, kuledeki Rum askeri bir defter çıkardı bir şeyler yazmaya başladı. Sınırda fotoğraf çekimini böyle atlattık..
Aradan yıllar geçti 2011 yılı 10 Temmuz’unda Mesut Eray ağabey düğünümüzde şarkı söyleyip fotoğraf ve video çekimi yaptırarak bize büyük bir jestte bulundu. Birlikte çektirdiğimiz fotoğraf da düğünden bir anı olarak kaldı..
***
Geçtiğimiz günlerde Yüreğir Belediyesi Kültür Müzesi’ne yolum düştü. Müzeye girişte bir çok fotoğraf makinesi gördüm, hepsini tek tek gezerek inceledim. Adanalılar Mesut Eray’ı “Gençliğin Fotoğrafçısı” olarak tanır…
Yüreğir Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki Mesut Eray Fotoğraf Makineleri ve Sinema Müzesi’nde fotoğraf makinesi ile birlikte kamera, film makinesi, pozometre, dia ve film banyosunda kullanılan aletlerden oluşan çok sayıda parça sergileniyor. Sergide kutu fotoğraf makinelerinden, ilk çıkan dijital makinelere, çift lensli refleks fotoğraf makinelerden, ilk çıkan polaroid makinelere, 1950 model Mikromat profesyonel makineden, 8 mm’lik kameralar ve bir tane1940 model Çekoslovakya yapımı 16mm’lik film makinesine fotoğraf ve sinema hafızası sayılabilecek değerli parçalar mevcut.
Çok kıymet verdiğim rahmetli Mesut Eray ağabeyimin adına açılan fotoğraf müzesini gezerken tek üzüldüğüm nokta sergiye gösterilen ilgisizlikti. Halbuki o müzede bir tarih var. Binlerce belki de onbinlerce fotoğrafların çekildiği makineler var. Herkese tavsiye ederim gidip müzeyi gezsinler. Eskiden fotoğrafçılık mesleği nasıl yapılırmış görsünler.
Yüzlerce fotoğraf makinesinin bulunduğu Mesut Eray Müzesi’ni gezerken 1970’li yıllar aklıma geldi. Rahmetli babam ben 8-9’lu yaşlardayken fotoğrafçı çırağı olarak vermişti ustanın yanına. O yıllarda Yüreğir daha ilçe olmamış Yavuzlar Mahallesi’nde bulunan Foto Bella’da çırak olarak çalışmaya başlamıştım. Ustam da İsmail Küçükmumcu idi. Ne yazık ki 1975 yılında genç yaşta hayata gözlerini yumdu. O yıllarda rahmetli babam Kore Gazisi İhsan Sungur, bana Lubitel 2 marka fotoğraf makinesi almıştı. Fotoğrafların siyah beyaz çekildiği ancak hayatların renkli, dostlukların saygılı olduğu yıllardı. Foto Bella’dan ayrıldıktan sonra Küçüksaat Hilal Han’da Foto Ar’da çalışmaya başladım. Foto Ar’daki ustam da Mehmet Kayaalp idi. Şu anda Mersin’de yaşıyor ve Allah uzun ömürler versin… Fotoğrafçılık serüvenim 1980 yılı ve 1984-85 yılları arasında Ankara’da askerlik görevimi yaptığım yıllara kadar sürdü.
Askerlik görevi bittikten 2 yıl sonra 1987 yılında gazetecilik mesleğine başladım…
Neyse biz mevzuyu dağıtmayalım ve yine Mesut Eray Fotoğraf Müzesi’ne dönelim…
Rahmetli Mesut Eray ağabey hayattayken kendi adına müze açılması onun için büyük bir jestti. Üstelik Mesut Eray’ın 53 yıllık sanat hayatında kullandığı tüm fotoğraf makineleri, agrandizör, (Filmlerin yerleştirilip karta basılan ekipman) film ve kart banyosunda kullanılan aletler, pozometre ve bazı fotoğrafları da orada sergileniyor.
Mesut Eray kimbilir kaç fotoğrafçı yetiştirdi, kimbilir kaç tanesi bu mesleğe devam etti… Bilinmez…
Öncelikle rahmetli Mesut Eray adına açılan fotoğraf müzesiyle onun adını ölümsüzleştiren herkese teşekkür ederim.
Ancak, tek üzüntüm, Mesut Eray Fotoğraf Müzesi’nin fazla ziyaretçisinin olmaması. İlgililer ve yetkililer müzeyi daha faal duruma getirebilirler.
Mesela Altınkoza Film Festivali etkinlikleri içerisine Mesut Eray Fotoğraf Müzesi gezisi eklenebilirdi. Ya da daha başka etkinlikler içerisinde de yer alabilir.
Mesela ilkokullarda okuyan öğrenciler, Mesut Eray Fotoğraf Müzesi’ne götürülüp gezdirilebilir.
Ben ilkokulda okurken öğretmenimiz yaşıyorsa Allah uzun ömür versin Ertan Çağıcı, bizleri postaneye götürmüş ilk kez orada telefon görüşmesi yapmıştım.
Mesela İletişim Liseleri ile fakültelerin öğrencilerine bir günlüğüne de olsa bu müzede ders verilebilir. Çünkü, eskiden bu fotoğraf makineleri ile fotoğraf çekiyordu gazeteciler. Gazeteciler çektikleri fotoğrafın iyi ya da kötü çıkması onlar için şans meselesiydi. Yani büyük zorluklar içerisinde gazetecilik yapılıyordu. Şimdi ki gibi fotoğrafı çekip anında kontrol edemiyordunuz.
Yani diyorum ki, Yüreğir Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki Mesut Eray Fotoğraf Makineleri ve Sinema Müzesi değerlendirilsin. Çocuklar, gençler üniversiteliler yıllar önce hangi fotoğraf makineleri ile fotoğraflar çekiliyordu, görsün, öğrensinler…
Rahmetli Mesut Eray’ın bir kardeşi, yıllarca fotoğrafçılık yapmış olan ve bir gazeteci olarak müzenin değerlendirilmesi önerisinde bulunuyorum. Umarım bu önerime sıcak bakan birileri çıkar.
Kimbilir belki de bunun öncülüğünü Yüreğir Kültür Müzesi kendilerine bağlı olduğu için Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, ya da Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Esendemir veya ailesi yapar…
***
Gençliğin Fotoğrafçısı Mesut Eray 28 Haziran 2016 yılında 68 yaşında kaybettik.
Mesut Eray vefat ettiğinde cenaze töreninde Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, renkli kişiliği kadar yaptığı sanatsal çalışmalarla da öne çıkan Mesut Eray’ın ölümünün, Adana ve Adana basını için acı bir kayıp olduğunu söyledi. 1978 yılında gazetecilik mesleğine ilk adımını atan Eray’ın, fotoğraf ve haber çalışmalarının yanı sıra müzikteki başarıyla da öne çıktığını anlatan Esendemir, “Adana renkli kişiliği kadar sevilen bir ağabeyini de kaybetti” diye konuştu.
MESUT ERAY KİMDİR?
1948 yılında Adana’da doğan Mesut Eray, gazetecilik mesleğine 1978 yılında Yeni Adana Gazetesi’nde başladı. Sonrasında Sabah ve Güneş gazeteleri ile Hey Dergisi ve Ses Gazetesi’nde görev yapan Mesut Eray, daha sonra ‘Adana Ses Haber’ adlı gazetesini Adana’da haftalık yerel bazda yayın hayatına sundu. 1973 yılında Hey Dergisi’nin düzenlediği; ‘Çukurova Ses Yarışması’nda birinci olan Eray, Türkiye ve Almanya’da fotoğraf sergilerine imza attı. Evli ve biri erkek 3 çocuk babası olan Eray, uzun yıllar ‘Gençliğin Fotoğrafçısı’ adlı stüdyosuyla fotoğrafçılık yaptı. Eray gazetecilik anlamında farklı yarışmalarda ödüller de kazanan bir kişilikti.