Ön yargılı olmak bazen insana hata yaptırabilir. Hatta telafisi imkansız hatalarda yaptırabilir insana ön yargılar.
Ön yargılı olmamak, hata yapmamak ve daha geniş ufuklara sahip olabilmek için çok okumak gerekiyor. Okumak yetmiyor, araştırmak, gündemi takip etmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Mesela sosyal medyayı ön yargılı ve bilinçsizce kullanan insanlar çoğunluk olarak göze batıyor.
Nasıl ki gazetecilik mesleğinde asılsız, yanıltıcı ve ön yargılı haberler yapamıyorsanız sosyal medyada da öyle olmalı.
Peki sosyal medya öyle mi?
***
Ne yazık ki öyle değil. Herkes istediği paylaşımı yapabiliyor, yetmiyor hakaretlerde bulunabiliyor.
Sosyal medyayı elbette düzgün ve nitelikli kullanan insanlar da yok değil.
Sosyal medyayı yakından takip ederim. Sosyal medya hesaplarında insanları ilgilendiren konular olursa zaman zaman köşe yazımda değerlendiriyorum. Sosyal medyayı takip etmeyip gazeteleri okuyanlar da oradaki konulardan haberdar oluyor.
Çok taktir ettiğim bir emekli albayımız Önder İrevül bir paylaşımda bulunmuş. Daha doğrusu Önder İrevül albayım da bir arkadaşının paylaşımını sosyal medya hesabında paylaşmış
Paylaşımına şu notu düşmüş Önder İrevül albayım:
“Kimdir bilmem, 50 yıl dediği için muhtemelen Kıbrıs gazisi. Artık paylaşmaktan da kaygılıyım, troller sebebiyle ama içeriğine bakınca, haklılık payı yok mu?”
***
Paylaşımda şu sözlere yer verilmiş:
“Gaziyim deyince ilk sorulan sorular:
1. Nerde yaralandın.?
2. Nasıl yaralandın.?
3. Kaç para maaş alıyorsun.?
50 senedir duyduklarım bunlar.
Ben size sorayım:
--Kolunuzu kaybetmeniz karşılığında kaç para almak istersiniz.?
--Bir bacağınızı kaybetmenin bedeli ne kadar.?
--İki bacağınızı kaybederseniz ne kadar istersiniz.?
--Gözlerinizin fiyatı ne.?
--Ya yataktan hiç kalkamamak karşılığında kaç para istiyorsunuz.?
--Ne kadar maaş bağlansa iki kolunuzu verirsiniz.?
--20 yaşından itibaren, ömrünüz boyunca dayanılmaz acılar çekmek için, hastane kapılarında bu acıların dinmesi için saatlerce kuyruk beklemenin bedeli kaç para olmalı sizce.?
--Belediye otobüslerinde aşağılanmak, hor görülmek, hakaret yemek için ne kadar istiyorsunuz.?
--Çocuğunuzla parkta oynayamamak, onunla koşturamamak ne kadar?
--Çocuklarınızın büyüdüğünü görememenin karşılığında kaç para istiyorsunuz.?
--Ömür boyu anne-baba-kardeş-eş eline bakmak ne kadar olmalı sizce.?
--Sağır kulaklarla Söylenenleri duymamanızın ücreti ne kadar.?
--Maalesef ki her şeyin paradan ibaret olduğunu zanneden binlerce insanla iç içe yaşıyoruz.
En çokta bana koyan köyün delisi konumuna konulup bu kutsal unvanı ti'ye almaları...
Ve istediğimiz tek bir şey var. Biraz Saygı...
Gâzi Mustafa GÖRGÜN”
***
Gazi Mustafa Görgün’ün paylaşımına yapılan bir yorum hoşuma gitti, onu da burada paylaşmak isterim gazilere saygı adına.
Mahmut Şahin isimli bir sosyal medya kullanıcısı Aynen şöyle yorum yapmış:
“Bana da bir banka memuru kadın “biz burada deliler gibi çalışalım siz genç yaşta emekli olup bi tomar maaş alın, ne güzel iş” demişti. Ben de kendisine “bir bombanın üzerine oturun ve patlatın, ölmez sağ kalırsanız size de yüksek maaş bağlasınlar” deyince kadının rengi atmış sonra da özür dilemişti. Toplumun, insanları tanımadan ve onlar hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan yargıda bulunup hüküm vermesi ve önyargıları çok kötü bir alışkanlık. Maalesef çoğumuzda var, çünkü böyle bir toplum içinde büyüyoruz. Toplum saygı göstermesi gerekenlere değil de hak etmeyenlere saygı gösteriyor.
***
Ne kadar anlamlı ne kadar acı değil mi?
Bir gazinin yaşadığı ne varsa yazılmış.
Yaşadığı sıkıntıları dile getirmiş.
Vay efendim ne zaman gazi olmuş?
Yok efendim nerede gazi olmuş?
Kaç kurşun yemiş?
Sana ne kardeşim.
Sen kendi işine bak.
Eğer gazinin ne zaman nerede gazi olduğunu, kaç kurşun yediğini merak ediyorsan önce saygı göstereceksin. Gazilik ya da şehit yakını olmak parayla ölçülemez.
İnsanlarımız o kadar değişti ki, gazilerimize, şehit yakınlarımıza saygı göstermez oldu.
Gazilerimize daha doğrusu karşımızdaki insanlara saygılı olmak için önce empati yapmak gerekiyor.