Bu kirlenmiş dünyayı ancak çocuklar kurtarır, temizler ve yaşanacak hale getirir.
Sizler hiç sosyal medyayı takip ediyor musunuz?
Ya da sosyal medyada iyiliklerin yapıldığına tanıklık ediyor musunuz?
Veya hayatınızda hiç iyilik yaptınız mı?
Tabi karşılık beklemeden…
Dün, sosyal medya hesabım instagramda bir iyilik hareketiyle karşılaştım.
Küçük bir kız çocuğu yavru kedilere mama almak için markete gidiyor.
Kız çocuğunun elinde 2.5 lira, market sahibinden 2,5 liralık kedi maması istiyor.
Güzelliğe bakar mısınız?
Küçücük bir kız çocuğu…
**
Market sahibi bu kız çocuğu ile sohbet ediyor, kaç tane kedisi olduğunu soruyor.
Çocuk anlatıyor…
Market sahibi koca bir poşeti veriyor “Bu 1 TL’lik kuru mama (Nereden baksanız 1-2 kilo kuru mama var) al bunu…” diyor…
Sonrasında market sahibi küçük kız çocuğuna “Al bunu da götür 1 TL’lik yaş mama…”
Kız çocuğu 2.5 lira verdi, 2 lirayı harcadı, 50 kuruş kaldı…
Market sahibi 50 kuruşun karşılığında da mama kabı veriyor…
Tüm bunlar yaşanırken görüntülerde sadece kuru mama ve yaş mama görüntüleri gösteriliyor. Yani çocuğun ve market sahibinin görüntüsü yok.. Olmaması da iyi…
**
Elindeki 2.5 lira ile anne ve yavru kedilere mama almaya çalışan bir kız çocuğu…
Böylesine bir güzellik yapan küçük kız çocuğuna aynı güzellikte karşılık veren market sahibi…
Kim bilir market sahibinin verdiği kuru ve yaş mamalar kaç liraydı?..
Küçük kız çocuğunun yaptığı güzellik karşısında insanın duygulanmaması elde mi?
Peki sizce bu küçük kız çocuğu belki de cebindeki son parası ile mama alınca fakirleşmiş midir?
Ya da market sahibi kız çocuğunun bu güzel hareketine aynı güzellikte karşılık vermesi sonucu zarar mı etmiştir, fakirleşmiş midir?..
Elbette fakirleşmemişlerdir…
Unutulmamalı ki, sokaktaki canlıların da yaşama hakları var…
Etrafımda bir çok insan tanıyorum cebindeki parayı götürüp mamaya harcayan ve onların yaşamasını sağlayan…
**
Mesela kalbi, yüreği güzelliklerle dolu ve hayvan sevgisi tartışmaya dahi kapalı olan Sarıçam Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü kıymetli avukat Gülşah Görür sokaktaki canlılar için büyük emekler sarfetmekte.
Sevgili Gülşah Görür’ün şu sözleri bence çok anlamlı ve kıymetlidir:
“Vatanı sevecekseniz; Kadınını çocuğunu, taşını toprağını, ağacını çiçeğini, dalındaki kuşunu, sokaktaki kedisini köpeğini de sevecek, o kara parçasının ancak onlarla birlikte değerli olduğunu idrak edeceksiniz. Toprak parçası, ancak ona ve üzerinde yaşayan tüm canlılara duyduğunuz saygı kadar değerlidir çünkü.”
**
Gülşah Görür, Hayvanlar İçin Adil Yönetim ve Uygulamalar Hukuk Platformu (HAYUP) kurdu. Gülşah Görür, HAYUP’un amaç ve görevini şöyle açıklıyor:
“En Kıymetli Paydaşlarımız Hayvanseverlere, ihtiyaçları doğrultusunda erzak-gıda yardımı desteğinde bulunmaktır. Hayvansever camia içerisinde dayanışma kültürünün yayılmasını son derece önemsiyoruz. Bu mücadelede hepimiz aynı yolda yürüyoruz, yarın da aynı yolda yürüyeceğiz. Sokaktaki canlıların da bizler gibi yaşama hakları vardır ve biz bunun için elimizden gelen çabayı sarfediyoruz…”
Böylesine kıymetli bir insanı bir hayvanseveri tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum…
**
Mesela Gaziantep’te bir gazeteci meslektaşım ve arkadaşım var hayvanlar için yeri geldiğinden seferber olan…
Deniz Yemişenlioğlu Yükselir eşi Tarık ve kızı Nil ile kış soğuğunda bile evinden dışarıya çıkıp sokak canlılarına yem verirler. Sevgili Deniz de tıpkı Gülşah Görür gibi sokaktaki canların nefes alabilmesi için sosyal sorumluluklarını yerine getirir. Gün olur kamuoyu oluşturur…
Kıymetli Deniz’in en taktir ettiğim yönü de hayvan sevgisini kızı Nil’e aşılamasıdır…
Keşke bu ülkedeki herkes Gülşah Görür ve Deniz gibi yufka yürekli, güzel kalpli olsa…
Elbette bulunduğumuz kentlerde, ilçelerde hayvansever insanlar vardır…
Beni sadece tanıdığım iki yürekli insandan örnek verdim. Bu iki güzel yürekli insan bulundukları çevreye ve ortama sevgiyi, mutluluğu hayvanlara olan sevgiyi aşılıyorlar…
Ne mutlu bana ki, böylesine güzel insanları tanıdım…
**
Yazının girişinde de belirttiğim gibi bu kirlenmiş dünyayı çocuklar kurtaracak, temizleyecek… Çünkü, o çocuklara anneleri güzellikleri öğretiyor, sevgiyi aşılıyor…
Tıpkı sevgili Deniz’in Nil’e insan sevgisini, hayvan sevgisini aşıladığı gibi…
Tıpkı Gülşah Görür’ün etrafındaki insanlara, dostlarına sokaktaki canlılara sevgiyle yaklaşması gerektiğini anlattığı gibi…
Bu kirlenmiş dünyayı iyilik kurtaracak…