Hiç kuşkusuz ki her insanın eğitime adım atarken ilkokul öğretmeni unutulmazdır.
Yine hiç kuşkusuz ki bir insan meslek hayatına başlarken o meslekteki ustası da unutulmazdır.
Geçtiğimiz hafta sanıyorum Pazar günü yani Babalar Günü’nde hayatımda yer almış iki önemli ve değerli insan ile telefon görüşmesi yaptım.
Birisi ilkokul öğretmenim Ertan Çağıcı, diğeri fotoğraf sanatçısı Mehmet Kayaalp…
*
Mehmet ağabeyi geçtiğimiz pazar günü arayarak “Babalar Günü’nü kutladım. Mehmet ağabeyin fotoğraf stüdyosu Küçük saatte Hilal Han içerisindeydi. 1976-1980 yılları arasında yanında çalıştım. Mehmet ağabey fotoğrafçılıkta benim ikinci ustamdı. Birincisi İsmail Küçükmumcu idi. Foto Bella idi işyerinin ismi. İsmail ustam sanıyorum 1975 yılıydı vefat ettiğinde. Burada ikinci ustam Mehmet Kayaalp’ten bahsederken İsmail Küçükmumcu’yu anmamak olmazdı. İsmail ağabeyin vefatından sonra Mehmet Kayaalp ustamın yanında çalışmaya başladım. Mehmet ustamın stüdyosunun ismi ise Foto Ar idi..
*
Çıraklık ve kalfalık yaptığımız dönemler güzel günlerdi. Halen o zaman tanıştığım arkadaşlarımla zaman zaman görüşürüm.
Mehmet ağabey ile sanıyorum 2 ay önce yine telefonla görüşmüştük. Kendisi Mersin’de yaşıyor. Sağlığı da çok şükür iyi. Mehmet ağabeyden tam bir baba şefkati gördüm. Şahsıma baba şefkatini gösteren Mehmet Usta’yı Babalar Günü’nde aramamak olmazdı. Aradım, konuştuk çok mutlu oldu. Baba şefkati diyorum, çünkü yanında çalıştığım dönemlerde Kanalköprü’de bağ evinde dayımlara yakın otururlardı. O yıllarda hafta sonları zaman zaman dayımlarda, bazen de Mehmet ustalarda kalırdım. Yani bir aile gibiydik. Mehmet ustanın evlatları Muhsin, Hasan, Süreyya ve Suna ile kardeş gibiydik. Halen de görüşürüz… Mehmet ağabey ile telefonda görüşürken eski yılları hatırladım.
İnşallah kısmet olursa en kısa zamanda yanına gidip elini öpmek öpüp hayır duasını almak isterim.
*
İlkokul öğretmenimin oğlu Can Alper Çağıcı’yı sosyal medyadan buldum.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Can Alper Çağıcı hocama bir gün instagramın mesajından Ertan Çağıcı öğretmenimin de birlikte olduğu sınıf olarak çekildiğimiz fotoğrafı direk mesajdan attım ve aynen şunları yazdım
“Hocam merhabalar ben annenizin öğrencisiyim. Yavuzlar İlkokulu Ertan Öğretmenime selamlar. Eğer müsait olurlarsa ziyaret edip ellerinden öpmek isterim”
Alper hocama tlf numaramı da ilettim. Kendisi Ertan öğretmenime selamımı ileteceğini söyledi..
Geçtiğimiz Pazar günü telefonum çaldı. Numara kayıtlı değildi. Alo dedim ve karşıdan gelen cevap “Ben Ertan Çağıcı öğretmenin…”
*
Bu sesi ve ismi duyunca bir duygulandım.
Ertan hocam ile yaklaşık 45 yıl sonra sesimizi duyduk. Konuştuk, ne iş yaptığımı sordu, anlattım.
Ertan hocam oğluna attığım fotoğrafı görmüş ve benim ön sol tarafta olduğumu tarif etti. Aradan yıllar geçmiş, isim ve soy ismimi söyleyince hatırlamış.
Ertan öğretmenim ilkokuldaki sınıf arkadaşlarımdan görüştüklerimin olup olmadığını sordu. Ben de bir kaçıyla görüştüğümü anlattım. Hatta geçtiğimiz günlerde çocukluk ve sınıf arkadaşım şair, yazar Bahattin Avcu’nun vefat ettiğini söyledim. Ertan öğretmenim Bahattin’in vefat ettiğine üzüldüğünü söylerken, kendisinin hafızasına hayran kaldım. Çünkü, Bahattin’in o dönemlerde konuşmakta zorluk çektiğini hatırlattı. Aradan yıllar geçmiş ve gönderdiğim fotoğrafta benim nerede yer aldığımı, Bahattin’in konuşmakta zorluk çektiğini hatırlamıştı. Kimilerimiz dün yediğimiz yemeği unutuyoruz.
*
Ertan öğretmenime kendisini ziyaret edip ellerinden öpmek istediğimi söyledim. Ancak, kendisinin Adana dışında olduğunu söyleyince en kısa zamanda kendisini ziyaret etme isteğimi tekrarladım.
Evet geçtiğimiz hafta yaptığım iki telefon görüşmesi beni ziyadesiyle mutlu etti.
İnsanlar geçmişini unutmamalı. Benim geçmişimde güzel insanlar, güzel dostluklar oldu.
Mesela benim askerde iki komutanım var. Mehmet Lütfi Bora ve Hidayet Tuncay. 1984’de askerlik yaptığım dönemde iki değerli insan da teğmen rütbesindeydi. Askerlik bitti, Hidayet Tuncay ağabey ile 1993 yılında görüşmüştük. Adana İncirlik Üssü’nde görev yapıyordu. Ondan sonra uzun yıllar görüşemedik. Şu anda da sosyal medyadan görüşüyoruz.
Lütfi Bora ağabeyle de uzun yıllar görüşememiştik. Ancak son yıllarda görüşmeye başladık. İstanbul’a gittiğimde mutlaka yanlarına uğrar sohbet ederdik. Hatta en son sanıyorum 2017 yılında eşimin ameliyatı için İstanbul’a gitmiştik. Lütfi ağabey ve eşi bizleri evlerine davet etti. Gittik, sohbet ettik.
Güzel vakit geçirdik.
Çocukluk, sınıf ve askerlik arkadaşlarımda halen görüşür, sohbet ederim.
Siz siz olun geçmişinizi unutmayın. Eğer geçmişinizdeki güzel ve mutlu günleri hatırlarsanız bugünlerin ne kadar zor ve kötü olduğunu idrak edersiniz.
Eskiden mutluyduk. Çünkü, insanların birbirlerine saygısı ve sevgisi vardı.
Ve o saygı ile sevginin olduğu günleri özler duruma geldik…
Çok Teşekkür ediyorum Güzel sözleriniz için. 1984 yılında güzide bir ortamda beraber çalıştık. Yıllar sonra karşılaşmamız benim için büyük bir mutluluk kaynağı oldu.Iyiki varsınız. Selam ve saygılar sunuyorum. Gerçek dost. Gerçek arkadaşım
Çok güzel yazı olmuş okurken hem mutlu hemde Bahattin ölümüne üzüldüm ilkokul arkadaşım saygı ve sevgilerimle