İnsanlık, gençlerin başbelası olan Bonzai’ye karşı savaş açtı.. Aslında insanlık, yıllardan bu yana uyuşturucu illetine karşı savaş açmış durumda. Özellikle Adana Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı uzmanları, mahalle mahalle, sokak sokak, ilçe ilçe gezerek bonzainin zararlarını anlatıyor. Uzmanlar tarafından bonzainin zararları anlatılırken, Türkiye Judo Federasyonu Adana İl Temsilcisi Celal Cezahir Çiçek’in projesi aklıma geldi.. Çiçek’in bu projesi uygulamaya konulursa, gençler hem uyuşturucudan, hem de olası başka kötü alışkanlıklardan uzak tutulur. Sporun olduğu yere kötü alışkanlık, uyuşturucu giremez. Bunu eski bir sporcu olarak ifade ediyorum.. Peki Celal Cezahir Çiçek’in projesi neydi, onu açıklayayım... Her okula prefabrik spor salonu yapılacak. Prefabrik salonlar, hem öğrencilere, hem de okul dışındaki gençlere hizmet verecek. Projedeki prefabrik spor salonunun iki giriş kapısı var. Birisi okul içerisinden, diğeri okul dışından. Okul dışındaki kapıdan gençler, okul içerisindeki kapıdan öğrenciler salona girecek ve antrenörler tarafından antrenman yaptırılacak. Bu salonlarda, her türlü salon sporları olacak. Yani judo, karate, tekvando, masa tenisi, güreş gibi bir çok spor branşında hizmet verilecek. Salon sporlarında hizmet veren antrenörler çok iyi yetişmiş kişilerden oluşuyor. O antrenörler, gençleri kendileri gibi başarılı birer sporcu ve antrenör olarak yetiştirmek için çaba sarfederler. O antrenörler ki, sadece spor yapmayı öğretmez, aynı zamanda kötü alışkanlıklardan uzak durulması gerektiğini vurgular sporculara ve öğrencilere... Bence Celal Cezahir Çiçek’in bu projesi ciddiye alınmalı. Hatta uygulamaya konulmalı. Bu projeye Valilik, Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve hatta belediyeler bile destek verebilir. Eğer belediye başkanları gerçekten Adana’ya hizmet vermek istiyorsa, bu projeye sıcak bakmalı, sponsor olmalı. Her okula prefabrik spor salonu yapılması konusunu belediyeler üstlenebilir. Bizim spor yaptığımız dönemler 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrasıydı. Yani ortalığın toz duman olduğu yıllardı. O yıllarda gençlerin kandırılması, kötü alışkanlıklara kazandırılması kolaydı. O dönemde biz 10-15 kişilik bir arkadaş topluluğuyduk ve sabah-akşam spor yapardık.Bizler antrenör düzeyine gelince yeni sporcular yetiştirdik. Yetiştirdiğimiz sporcular Türkiye Şampiyonalarında derece yapıp Adana’yı başarıyla temsil etmişlerdi. Ve bizim yaptığımız spor güce dayalı uzak doğu sporu olan Judoydu. 10-15 kişilik arkadaş topluluğumuz içerisindeki bazı arkadaşlarımız da Balkan şampiyonu olmuş kişilerdi. Yani akşam salonda antrenman yapar, sabahları erkenden de koşuya katılırdık. Spor yaptığımız Özdenspor Tesisleri’nde bizim gibi 300-400’e yakın genç spor yapardı. Eğer gençlik uyuşturucudan uzak tutulmak isteniyorsa, spora ağırlık verilmeli. Spor için proje üretenlere destek verilmeli.