Hep düşünmüşümdür, toplu taşıma araçlarını kullananların görevi aracı sürmek, muavinlerin görevi de yolcudan para alıp para üstü vermek midir?.. Düz mantıkla baktığınızda böyle görebilirsiniz. Ancak, toplu taşıma araçlarını kullanan şöförler, araçlarına binen insanları gidecekleri yere sağlıklı şekilde götürmek zorundadır. Toplu taşıma araçlarını kullananların öncelikli görevleri bunlardır.. Baktığımızda Adana’da ne görüyoruz?.. Vatandaşların yaşadıklarını sıralayalım... Vatandaş toplu taşıma aracına biniyor, araç boş ise dakikalarca bekliyor.. Araç doluysa hızlı bir yolculuk yaşıyor. Yani, araç boşken yolcu bekleniyor, hareket ettiğinde kaybettiği zamanı hız yaparak kapatıyor. Burada yolcuların hayatları tehlikeye atılmış olmuyor mu?.. Toplu taşıma aracından inmek isteyen vatandaş müsait bir yerde durmasını ister, ancak araç şoförü durakta durabileceğini söyler. Doğrusu da budur. Yolda bir vatandaş toplu taşıma aracına el kaldırdığında durak olup olmaması önemli değil. Yeter ki o yolcuyu kapsın. Bazen de yolcu kapma yarışına giriliyor, şoförler kavga edecek dereceye geliyor. Vatandaş bu tür görüntülerde tedirginlik yaşıyor... Bu bir çifte standart uygulamadır. Devam edelim; Yolcu araca biner, parasını verir. Eğer para bozuk değilse, topla taşıma aracının şoförü ya da muavini “Sert” bir bakış atar... Doğal olarak yolcu bu bakıştan rahatsızlık duyar.. Vatandaşların yaşadıkları bununla da bitmiyor.. Adana’nın yaz sıcağı çekilmiyor. Hele de toplu taşıma aracına bindiyseniz vay halinize... Diyeceksiniz ki, araçlarda klimalar var.. Evet klimalar var. Ancak, o klimalar şehir merkezine geldiğinde çalışıyor. Şehir merkezi dışındaki yerlerde camlar açılıyor, klimalar kapatılıyor.. Gelelim en tehlikelisine... Bir çok şoför ne yazık ki, araçları kullanırken cep telefonları ile görüşmeler yapıyor, cep telefonu görüşmesi yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu da unutuyorlar. Burada “Can güvenliği”nden bahsettik... Muavinlerin kendi canlarını nasıl tehlikeye attıklarına da değinmek istiyorum. Araçlar hareket halindeyken muavinlerin kapılardan sarkması ölüme davetiye çıkarmaz mı? Bu muavinler kendi canlarını tehlikeye attıklarının farkında değiller mi?. Araçların muavinlerinin sigortaları var mıdır, yok mudur o da ayrı bir tartışma konusudur.. Ancak, adım gibi eminim ki muavinlerin sigortaları yoktur. Burada da Sosyal Güvenlik Kurumu’na büyük görev düşüyor... Gelelim başka konuya... “Can minibüsleri” olarak adlandırılan toplu taşıma araçlarında bazı yolcular paso ile seyahat eder. Gazeteciler de “Sarı Basın Kartı” varsa gösterir ve ücretsiz seyahat eder. Bizler de zaman zaman sorunlar yaşıyoruz. “Sarı Basın Kartı”nı gösteriyoruz, “Paso” soruyor.. Bizler de izah ediyoruz... “Pasolar Büyükşehir Belediyeleri tarafından ‘Sarı Basın Kartı’ olmayanlara verilir.” İzah ediyoruz, anlamamakta ısrar ediyorlar.. Muavinler, bozuk para veremeyen yolculara baktığı gibi bizlere de “Sert Bakış” atarlar.. Şu unutulmamalı; “Sarı Basın Kartı” olan gazetecinin bu araçlarda ücretsiz seyahat etme hakları yasalarda vardır. Buna hiçkimsenin itirazı olmaması gerekiyor. Şimdi burada sormak isterim.. - Şoförler Odası ne iş yapar?.. - Toplu Taşıma araçları kooperatifleri ne iş yapar?.. - Bu işi yapan şoförlere eğitimler veriliyor mu?.. - Şoförler Odası’nın görevi zaman zaman bülten yapıp vatandaşlara “Hayırlı Bayramlar” dilemek midir?.. - Şoförler Odası yine zaman zaman bültenler yayınlayıp toplu taşıma araçlarının şoförlerini uyaracağına “Eğitim”den geçirse daha doğru olmaz mı?.. - Oda yetkilileri, şoförlerin çok önemli bir görev üstlendiğini, insanları gidecekleri yerlere “Sağlıklı” şekilde götürmenin en önemli görevleri olduğunu söylemiyorlar mı?.. Peki Kooperatif yöneticileri de mi şoförleri “Eğitim”den geçirmiyor?.. Kentin trafik güvenliğini sağlamaya çalışan trafik polisleri bu yaşananları hiç mi görmüyor?.. Silkelenelim, kendimize gelelim... Herkes işini “Düzgün” yapmalı... Çünkü, hiçkimsenin insanların “Can Güvenliği” ile oynamaya hakkı yok.. Eğer bir vatandaşın “Can Güvenliği” tehlikeye girerse bunun sorumluluğunu kimse üstlenemez. ”Herşeyin başı eğitim” der dururuz... Bu işte de eğitim şarttır değil mi? Biz de o şartı yerine getirmeye çalıştık.