"Herkes bizi kıskanıyor" söyleminden, "yepyeni reform ihtiyacı" sürecine geliverdik . Çok iyi irdelenmesi gereken bir geçiş değil mi bu? Ne oldu veya ne değişti ki kıskanılan ülke, bir anda acil bir değişim ve eylem planına gerek duydu.
Ne değişti ki 'acı reçete' ve yepyeni bir seferberlik, acil ihtiyaç haline geldi.
Ekonomi, hukuk ve demokraside yenilik başlatılacağını söyleyen Saray, 'yepyeni' sözcüğünü kullanıldığına göre 18 yıllık sürecini yok sayıp hatanın neresinden dönülürse kâr edeceğini düşünen bir anlayışa evrildi demekki.
Görünen tabloda ekonomi, hukuk ve demokraside ortaya çıkan sorunlar öyle bir noktaya ulaştı ki kangren haline geldi. Tedavi işlemez artık.
Yepyeni bir sivil anayasa ve güçlü bir parlementer sistem hayata geçmediği sürece, bahsedilen reformlar, kuru söylemden ibaret kalır.
Bu iki temel konu Türkiye gündeminin merkezine oturmuş durumda.
Sadece cumhurbaşkanının kendi insiyatifi ile hazırlanmış bir paket, yine tekçi bir zihniyetin ürünü olmayacak mı? Bu reform paketinde ekonomi bakanının, ekonomistlerin, iş çevrelerinin, üretenin fikri var mı?
Adaletten sorumlu bakanın, anayasa profesörlerinin , hukukçuların, baroların fikri var mı? Muhalefetin görüş ve önerileri dikkate alınmış mı? Görünen o ki bütün bu soruların cevabı 'Hayır!'
İki nokta toplumda iyimser bir tablo oluşturdu. Dolar, euro, altın iniş trendi yakaladı. Ekonominin ateşi düştü bir nebze. Peki ne oldu?
-Ekonominin başarısız bakanı, damat, sanal alemde bakanlığa veda etti.
- Akp özeleştiri yaparak ekonomi ve demokraside yapılması elzem olan reformlardan bahsetti.
Peki reformdan bahseden bu anlayışın geçmiş yıllar içerisinde neler yaptığına bakmak lazım!
Demokrasi ve ekonomide reform diyen iktidarın ilk icraatı yeni, yaşanabilir, halkçı, demokratik, insan hak ve hürriyetine uygun sivil bir anayasadır.
Acil eylem planına, iç barış başta olmak üzere dış politika ve eğitim seferberliğinden , kadın haklarına, üreticiden çiftçiye, ekoloji, din-devlet ilişkisi, Alevi ve gayrimüslimlerin sorununa, göçmen politikası, asgari ücret, atanamayan öğretmenler ve yaşa takılan emekliye ve daha sayılabilecek nice problemin çözümü eklenmediği sürece bu plan anlamsız olacaktır.
Bu sıkıntıları aşabilen , algı operasyonlarına kanmayan, ayakları yere basan, kendisine güvenilen, sorunlarını reddetmek yerine bunlarla yüzleşerek , istişare ve ortak fikir birliği çerçevesinde çözen, daha demokratik bir yönetim sergileyen bir ülke olmak zorundadır Türkiye.
Aksi halde sıralamada ilk 10 ekonomi arasına girmiş ve kıskanılan devlet yerine yönetilemeyen, ikinci hatta üçüncü devletler ligine düşecek olan bir ülke haline gelinir.
Acil eylem planı ne anlatıyor. Hukuk da ekonomide reformun yapılacağını müjdeleyen Akp nin kurucularından meclis başkanlığı yapmış olan Bülent Arınç mücdesinin sonunda Cumhurbaşkanlığı danışmanlığından istifa etti Ekonomin den sorumlu Berat Albayrak affını istiyerek Bakanlık görevinize ayrıldı .Ü lkemizin gerçek gündemleri olan Ekonomi Covid 19 v.s gündemler konuşulmasın diye suni gündemler yaratıyorlar
Yüreyıne kalemine sağlık