‘Uğruna mücadele ettiğimiz ve savaştığımız değerleri ihmal ederek zafer kazanmanın hiçbir anlamı yoktur.’ Hz. Ali rd...
Bu ders niteliğindeki söz hem Muharrem İnce’ye hem de Kemal Kılıçdaroğluna’dır.
Aklıma bir adalet nöbeti geliyor.
Ankara’dan başlayan günlerce eskiyen ayakkabılar, karavanada molalar ve ilçe köy kahvehanelerinde yudumlanan çaylar geliyor aklıma; bir dikta rejimi karşısında ‘Adalet talebimizdir bütün bu yolculuğumuz’ diyen bir Kılıçdaroğlu.... Belki de haklılık payı vardı, sorgulamıyorum. Günün şartlarına cevap niteliğinde bir yolculuktu. Şimdilerde bir başka yolculuk başladı Erzurum’dan bir başka belirsizliğe doğru başlayan adalet yürüyüşü...
*****
Yeni çağın adalet talebi yürüyüşlerle sağlanır mı bilmem ama rahmetli Demirel’in ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ sözünü der gibi ‘Liderliğe Erzurum’dan başlamakla gelinmez’ sayın İnce demek kalıyor bize.
CHP’deki siyasi mücadele ülkede iktidar olma değil parti içi iktidarlaşmadır. CHP’nin bir kurultay partisi görünümünden çıkması gerekiyor. Kurultayı kazanan seçimi kazanmış iktidar olmuş edasıyla sevinçleri ve avuçların patlarcasına alkışlayan yandaş delege mantığından kurtulması gerekiyor. Aksi halde CHP genel başkanlığı ülke cumhurbaşkanlığına yeğleyen bir lider profilinden öteye bir başarı gelmez. Öte yandan, Sarıgül ve Baykal parti içi iktidar savaşının bir benzeri yaşanmak üzere ve gittikçe derinleşen bir sorun haline gelmektedir. Halbuki halk yani CHP’ye gönül verenler artık ülkeyi yönetecek ve muhalefetten iktidara taşıyacak bir lider, bir birlik ve beraberlik arzusunda.
*****
Sayın Gül’ün adaylığına sert muhalefet yapan yaklaşık 50 vekilin imzasıyla Muharrem İnce’nin adaylığını gören Kılıçdaroglu ve ekibi İnce’nin adaylığına mecbur kalmıştır. Bu mecburiyetliği ve yüzde 30’luk oylara güvenen sayın İnce ısrarla kurultay demeçlerini vermeye başladı. ‘Beni cumhurbaşkanı adaylığına taşıyan ve ağabeyim dediğim kişiye karşı asla adaylık düşüncem yok’ söyleminizin çokta zaman geçmeden kurultayı MYK’da ya da delegeler getirir deyip kenardan izlemekte şık durmuyor sayın İnce şık olmadı. ‘Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin’ diyenlerin desteğini kendi başarı hanesine yazmaya çalışan sayın İnce’nin bir yanılgıda olduğunu kısa zamanda anlayacağı hep beraber göreceğiz.
*****
Türkiye’de siyaset kutuplaşmış, parçalanmış ve toplumumuzda kalıcı başarının sırrı, diğer mahallelere seslenebilmekten geçeceğini, onların güvenini kazanabilmekten başarının gelebileceğini bilmeniz gerekir. Sizin muhafazakârlara sempatik olma arzunuz mitinginizde başı kapalı annenizi çıkarmanızdan geçmez sayın İnce. Sayın Demirtaş’ı ziyaretiniz ve ana dil öğrenme yolunun açılacağını belirtmeniz Kürt seçmenin desteğini size vermez. Bu kadar ucuz siyasetten vazgeçilmesi gerekliliği hâsıl olmuştur.
*****
Son olarak şunu söylemeliyim: ‘Bir değişim rüzgârı varsa, değişim rüzgârının önüne duvar örülmez, değirmen kurulur’ diyen bir İnce ve ‘Bu partinin başında ben varım tartışma yaratılmasına müsaade etmem’ diyen bir Kılıçdaroğlu düellosu var. Bakalım kim kazanacak.