Zindan bireyin sadece zindeliğini elinden alabilir, Zihinde büyüttüğü umudunu asla alamaz…
Hemen her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında, haber programlarında kaderine razı değişik suçlara bulaşmış ve sonunda ömrünün geri kalanını sevdiklerinden, işinden, aşından ve yaşamın tüm güzelliklerinden kopmak zorunda kalan binlerin kaderi...
Ülkemizde bugün itibariyle 362 ceza infaz kurumu ve bu kurumlarda zor ve dar ortamlarda toplamda 210 bini aşan hükümlü ve tutuklu yaşamlarını sürdürüyor. Bu dar alanlara, adeta küçük dünyalarını sığdırmaya çalışan; hayalleri ve umutları solmuş binlerin yaşamak zorunda olduğu mekânlar bunlar...
*****
Ceza ve infaz kurumlarının bir kısmı modern, yeterli fiziki ve sosyal imkâna sahip kurumlarken, büyük çoğunluğu ise fiziki yetersizliklerle boğuşan, imkânları kısıtlı, mahkûmların yaşam alanlarının olmadığı koğuşlarda olması gerekenin iki katı mahkûmların yaşamak zorunda kaldığı yerler olarak görünüyor. Ceza ve tutuk evlerinde mahkûmlara insani haklarını dikkate alacak fiziki ve düşünsel düzenlemelerin ivedilikle düzenlenmesi gerekir.
Kaderine razı cezasını çekenlerin başında özelikle çocuklar, yaşlılar, bedensel eksiği olanlar, karanlıktan korkanlar kapalı alan fobisi olanlar gibi birçok sorunlarıyla beraber o kapalı mekânlarda yaşamak zorunda olanların yaşamlarını kolaylaştırıcı düzenlemelerin acil olduğunu da belirtmek gereklidir.
*****
Ceza ve infaz kurumu bütün bu olanaksızlıkların içinde el emeği göz nuru diyerek mahkûmları içeride topluma kazandırma projesiyle son yıllarda büyük ve insani bir çalışmanın altına imza atmıştır.
Türkiye’de bütün ceza ve tutukevlerinin başlattığı Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu tarafından “İşyurtları Ürün ve El Sanatları projesiyle hem yaşamın içinde zinde tutmayı amaçlarken hem de kendilerine bir kazanç bir meslek edinme anlayışını da sağlamaktadır.
*****
Bu çalışmalar sonucunda meslek edinip toplum içerisinde çalışan, üreten ve bir işveren haline gelen mahkûmların varlığı her geçen gün artmaktadır.
Ceza ve infaz kurumlarının öncülüğünde sergilere ve festivallere dahil olmaları gibi ürettiklerini sergileme ve ticarete dökme imkanlarını da bulmaktadır.
Türkiye geneli birçok ceza ve tutukevlerinde üretilen ürünlerin sergilenip satışa sunulma projesi ve bu çalışma alanlarına her gün eklenen mahkûmların sayısının artmış olması projenin ne denli doğru olduğu ve başarının elde edilmesiyle kapsamının genişleyeceğini de görebiliriz.