Dün zalim Saddam’ın büstünü yerlerde sürükleyenlerin yaşam şartları ortadayken, barış ve demokrasi havarisi kesilen küresel güçlerin durumu fırsat bilip yanı başımızda İran’da halkın tepkisini tüm ülkeye yayma çabaları ve Ruhani resimlerin meydanlarda yırtılması yılları bulacak yeni bir çatışma ortamının hazırlığı anlamına gelmektedir.
*****
Bugün İran’da yaşananları tarih tekerrür etmiş gibi Irak’ta ve daha sonra da Mısır’da canlı yayınlarda izlemiştik. Demokrasi ve barışın tesisi maksadıyla Ortadoğu’da cirit atan küresel güçlerin ajanları şimdide İran gibi imparatorluk geleneğine sahip bir ülkenin sorunlarını daha da körükleyerek içinden çıkılmaz bir hale sokma ve küresel güçlerin ileri karakolu haline getirme çabaları aşikar bir hal almakta.
*****
Bakıldığında bölgede devlet geleneği olan yani bir imparatorluk tarihçesi olan bölgenin ana unsuru üç devletten biridir İran. Diğer ikisi Mısır ve Türkiye'dir Küresel güçler Mısır’da istediklerini gerçekleştirip uygulamaya çalıştıkları projenin birinci ayağını gerçekleştirip bir sünni devrimle Müslüman kardeşleri yani Mürsi ve arkadaşlarını devirmeyi başardılar. İkinci ayağı olan Türkiye'de yapma çabaları ve şimdi İran’da direk rejimi devirme ve yepyeni bir kapitalist modernle bir İran oluşturma çabasındalar.
*****
Kapitalist güçler yeniçağ sömürge anlayışları gereği ülkeleri iç karışıklıklarla önce bir kan gölü haline getirip ardından barış ve demokrasi dedikleri sömürü zihniyetlerini inşa aşamasıyla yepyeni bir yönetim kadrosuyla kendine bağlı uzaktan kumanda edebilecekleri bireylerle ülke yönetiminde söz sahibi olmayı projelerinin gereği olarak birer birer uygulamaya çalışıyorlar.
*****
İran, kendi iç işleyişindeki kabul edilemez aksaklıkları biliyor. Kendi halkına reva gördüğü insan hakları ihlalleri, yolsuzluklar adaletten yoksun yargı ve açlığa mahkûm binlerin durumunu biliyor. Bunun şiddetle kabul edilemez olduğunu biliyor. Bunun için acil reform talebinde bulunulmalıdır. Bütün bunlar yapılırken ülkeyi kan gölüne çevirip küresel güç sevdası emperyalist bir zihniyetin hegemonyasına mahkûm edilmemeli.
*****
Yanı başımızda ölümlerin her gün çoğaldığı alevlerin yükseldiği ve dumanların biraz daha karardığı bir ortamda sessizlik bütün bunları tasvip etme ve kabullenme anlamına gelmektedir. Bilinmeli ki bu alev topu büyüdükçe sessiz kalanlar da payını alacaktır. Bu durum, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışan sömürü zihniyetlerin insafına terk edileceği anlamına gelmektedir.
*****
Egemen güçlerin, halkların tüm yaşamlarında söz sahibi olma istekleri karşısında gerekli ve net bir duruş sergilenmediği takdirde İran’la son bulmayacak yepyeni kaosların oluşması kaçınılmaz.
Bu, daha fazla gözyaşı ve kanın dökülmesi anlamına gelir ki bu da yaşadığımız dünyada kimsenin tasvip edemeyeceği ortamların oluşmasına sebep olur.
Çok güzel tesbit. İslam Aleminin birlik olup artık bu zulme bu vahşete dur demenin zamanı geldi.