Ötekileştirme, sosyal hayatta, siyasi hayatta kendi gibi olmayanı, kendine benzemeyeni dışlamak; sosyal ve siyasal değerlerin dışında tutmaktır, onu potansiyel bir düşman olarak görmektir. Yaşadığımız coğrafyada çok çeşitliliğimiz zenginliklerimiz olması gerekirken toplum mühendislerince ayrıştırmacı birtakım ideolojiler, fikriyat ve siyasi söylemlerle fanatizmin toplumun zihinlerine kazınmasıyla benlik ve üstünlük yüksek ego zenginliğimizi ötekileştirme ve sonucunda çatışma kültürüne evrilmesini sağladı.
*****
Farklılıklarla bir arada yaşayabilmenin koşulu olan "demokratik yapı"nın inşa edilememiş olması, böyle bir toplumsal zihniyetin gelişmesini adeta beslemiştir.
1924 Anayasasıyla başlayan toplumu saf Türk ırkı Sünni Müslüman anlayışı ve bir Türk dünyaya bedel gibi ya da ne mutlu Türküm cümleleriyle ya da erkek egemen anlayışının kabulü gibi sözler ve anlayışlar biz ve diğerleri gibi çatışma içinde toplumların varlıklarını oluşturdu.
*****
İnsanların iradelerine tabi olmayan farklılıkları var. Bunlar Cinsiyet, ırk, renk, içinde var olduğu kültür gibi. Bir de iradeleriyle kabul ettikleri ve isterlerse değiştirebilecekleri farklılıkları vardır: Din, mezhep, siyasi görüş ve taraflılık, sosyal sınıf ve statü, gibi benimsenen ideoloji de bunlara eklenebilir.
Biz ne dersek diyelim; etnik kimlik olarak Kürt'ler, inanç kimliği olarak Alevi'ler, sosyal bir kimlik olarak kadınlar, belleklere kazınmış ötekileştirilmiş ve mutlak değişmesi gereken aksi halde toplumun birlik ve beraberlik içinde mutluluğunun asla yakalanamayacağı bir gerçek olarak önümüzde durmakta.
*****
Bütün bu farklılıkları bir kenara atıp mutlu sevgi ve kardeşçe bir yaşamı yakalamanın yolu başta insan olabilmekten geçer ve gelin, öteki olmayın ve ötekileştirmeyin sadece insan olun ve unutun olduğunuz söylenen bütün kimlikleri, ikiliklerden arınıp gördüğünüz her şey ile bir olduğunuz andır insan olduğunuzda!
Ben insan’ım… Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Yahudi, Rum değil kadın ya da yoksul değil sadece İnsan… Kimliğimde yazılan memlekete göre yargılanmak, değerlendirilmek, sorulara maruz bırakılmak istemeden sadece ve sadece insanım…