Sözleri ‘meclis’ten dışarı deyip kapının önüne koyduklarınız demokrasimizin sarsılmaz güvenceleriydi. Keşke bilebilseydiniz. Heyhat!
Beyler! Halkın seçtiklerinin halka vekil olması ve iradelerini temsil etmesi Mezopotamya'dır, Çanakkale ruhudur, 6. Filonun denize dökülüşüdür. Tam Bağımsızlık ilkesi, halkların kardeşlik kodları, annelerin beyaz tülbentleri, gelinlerin çeyizidir. Namus gibi dokunulmaz olanlardır ama sizler dokundunuz bu milletin her bir değerine. Ne adına! Vatanseverlik safsatası adına... Demokrasilerde seçilmişlerin kaderini atanmış hâkimlerin eline teslim etmenin sonucunda birer birer olanları, binleştirdiniz. Binleşenleri milyonlaştırdınız.
*****
Türkiye siyasetine adım attığı yıllarda Kürt siyasetinin oy oranı %4’lerdeyken bugün %14’lerin konuşuluyor olması dikkate değer bir orandır. Bu orandaki yükselmenin baskıcı iktidarların fikir, düşünce ve sözlerin meclis dışına itilip kafeslere koyma sonucu olduğu bilinmekle birlikte sürekli tekrarlanıyor olması dikkat çekicidir. 12 Eylül darbe rejiminin uygulamaları sonucu yeşeren 90lı yılların, yakıp yıkan politikaların sonucu filizlenen bu anlayışın, son 20 yılda muhafazakar demokrasi eliyle meyve verip serpilmesine, her geçen gün bir öncekinden daha güçlü ve inançlı kılmasına sebep olmaktadır. HDP tabanına yönelik ötekileştirici dil, düşmanlaştırıcı siyaset, iradenin hapsedilme görüntüsü, etnik hassasiyetler itibarıyla büyük tehlikelere ayrıştırmaya ve nihayetinde büyük duygusal kopuşun sahnelenmesine yol açar.
*****
Bütün bu olup bitenlere baktığımızda kazanan Doğu Perinçek ve derin devlet anlayışı iken kaybedenleri saymakla bitiremeyiz. Halkların iradesiyle başlayıp demokrasinin yerle bir edişi, iktidarın oyuncak oluşu, muhalefetin anlamsızlığı, yargı bağımsızlığının lafta kalışı, modern çağdaş ülke hayali ve en önemlisi annelerin dinmeyen gözyaşları... Tarih yine tekerrür etti Orhan Doğan'lardan Leyla Güven'e Leyla Zana’dan Selahattin Demirtaş’a uzanan bu zorlu ve dikenli yolu, sabırla ve inatla umut ve inançla demokratik yaşamı örmeye çalışanların tarih sahnesindeki yeri yine şimdilik zindanlar oldu. Demokrasimiz insanca yaşama arzumuz birlik içinde kardeşçe duruşumuz yarına olan inancımız ve bu cennet vatana dair beklentilerimiz iktidar hırsınızdan güce tapar oluşunuzdan bencil ve kibirli duruşunuzdan daha değerli. Unutmayın beyler! Meclis güvenliği, seçilmişlerin iradesi, adalet duygusu ve halkların iktidara olan güvenleri; Vallahi, Billahi ve Tallahi sizi kurtaracak diye umut ettiğiniz Ayasofya'dan daha değerli...