Evrensel değerler etrafında demokratik dayanışmayla çağdaş güvenilir ve adilane bir seçim süreci içinde olması gereken ülkemizin salt İstanbul için yoğunlaşması ve bu konuda kıyamet koparılması ne kadar anlamlı sizce!
Asıl üzerinde durulması ve tartışılması gereken Muş ve Malazgirt gibi Anadolu’nun küçük kentlerinin görmezden gelinmesi değil midir?
Demokratikleşmeden adaletten dem vuranların seçim güvenliğinden söz edenlerin vatanın her karış toprağı kutsal diyenlerin sandığın belirleyici olacağını söyleyenlerin bilmesi gerekir ki eşitlik ilkesi ve insani değerler Kars’tan, Iğdır’dan, Muş’tan ve Malazgirt’ten başlayarak İstanbul’a ulaşır”
*****
‘Seçim kaybedilmiş mi gözüküyor?’, ‘Seçimi yenilemek mi lazım?’, ‘bunun için oylar çalındı’, ‘sandıkta hile var’ deyip bir algı oluşturulmaya gerek var mı?
Hukuk devleti olma yolunda ilerlemek isteyen toplumu darbelemeye, bir İstanbul’a bir koca ülke feda edilir mi? Bu kadar mı gözünüz dönmüş, iktidar hırsınız azmış? Yazık!
17 yıldır sürekli kaybedenle kazananın yarıştığı İstanbul meydan muharebesini bu sefer kaybedenler kazanınca bunu çabucak kabullenmek hazmetmek kolay değil tabii…
Araya başka sorunları sıkıştırmak gerekir ki kaybedişin faturası olmalı. Ki büyük başkan bundan zarar görmemeli. Zararı kâra döndürme operasyonun adı olmalı İstanbul seçimi.
*****
Şimdi çıkacak sonucu dikkatle izlemek gerekir.
İstanbul'da seçim tekrarlanırsa, sandığın dili yok sayılırsa, egemenlik kayıtsız şartsız milletin ilkesi görmezlikten gelinirse, bu Türkiye'de demokrasinin ve hukukun çoktan bittiğinin kanıtı olacaktır.
*****
Nihai sonuç ise son dönemlerde sıkça söylenen ‘Seçimle geldi ama seçimle gitmez’ diyenleri haklı çıkaracak bu da bizim bir asrımıza mal olacak.
Sudan’da neler mi oluyor? Bir taraftan sevinmemiz gerekir ki kırmızı halılar ve devlet erkânınca karşılanan El Beşir artık yok. Üzülmemiz gereken ise bir ülke yine darbeler ve askeri vesayetin esiri haline geldi. Sudan halkına hem gözünüz aydın, hem de geçmiş olsun!