Yanı başımızda bir insan karakterinin varlığını gördüm. Baktıkça utandım hayâ ettim. Her şeye rağmen bu denli yaşama sarılmış pozitif bakan bir karakter gördüm.
Ve bir kez daha seyre daldım; hırslanan isyan eden zevk sefa peşinde olan yetinmeyen hırs kurbanı insanlara.
*****
Bir karakter tanıdım.
Baktım gözlerine, ışık saçan, sevgi dağıtan ve güç veren gözlerine. Sonra etrafımdaki insanlara kahrettim. Olumsuz faydasız negatif tavırlara öfke saçan hallere ve tahammülsüz tavırlara kızdım. Bir karakter tanıdım. Bilgi saçan, okuyan yazan nasihat veren bir karakter... Sonra topluma baktım. Boş, duyarsız, ve okumayan zavallı bir toplum.
*****
Bir karakter tanıdım.
Kavgasız, şiddetten uzak, bölmeyen parçalamayan… Barış ve sevgi dolu cümleler kuran. Zulmetmeyen bir karakter… Ülkeme baktım utandım. Huzurdan, mutluluktan, barıştan uzak ve farklılıkların ön planda olduğu kutuplaşmanın zirvede yaşandığı bir ülke… Bir karakter tanıdım dünyaya yetecek kadar seven, güzel bakan, aşkla yazan dile renge ırka bakmadan sınırsız bir dünya hayali olan kucaklayan bir karakter. Dünyaya baktım ezenin ezilenin yok sayılanın egemenlik hayali kuranların açlığa mahkûm bırakılmışların dünyası. Hayâ ettim bir kez daha, duyarsız boş bakışlara.
*****
Bir karakter tanıdım yaratılanı yaratandan dolayı seven. Bir karakter tanıdım isyan etmeyen şükretmeyi seven. Bir karakter tanıdım sabır abidesi, Hz Eyüp’ü tanıyan. Bir karakter tanıdım yatağa mahkum ama umutları taze filizlenmiş canlı ve yürüyen ve koşan. Bir karakter tanıdım imanla Kuran-ı kerim aşkıyla dolu itikatlı takva sahibi. Bir karakter tanıdım Peygamber sevgisiyle yoğrulmuş tebliğ aşkı olan. Ve daha neler neler…
*****
Bütün bu güzelliklerin sahibi, sağlam karakterli insan...
Konuşma yetisini yitirmiş, ellerini ve vücudunun diğer uzuvlarını kullanamayan ama Türkiye’nin Stephen Hawking’i gibi sadece önündeki bilgisayarla her düşündüğünü ifade edebilen...
Alnındaki çiple istediğini yazıya dökebilen. Adana’mızın değerli şahsiyeti Yasin Asma ağabeyime saygılarımı sunuyor, ellerinden öpüyorum.