“Hayat arkadaşım seni delirircesine özlüyorum. Ölümünün ardından aylar yıllar geçse de içimdeki acı hala taptaze gibi hissediyorum. Bana “Seni seviyorum.” derken ne kadar zorlanırdın hatırlar mısın? Pişman mısın diyemediğine? Ben pişmanım beni itsen de sana doya doya sarılamadığıma, sevdiğimi söyleyemediğime. Hala asılı ceketin, sen kokuyor. İnanır mısın hala uyuduğun yastığı yıkayamadım. Sana dair koku, anı veya bir iz arıyor gözlerim. Ne kadar da az zaman geçirmişiz. Daha çok film izlemeliydik, daha çok kitap okumalıydık. Seninle dünyayı gezecektik.
*****
“Dünya çok büyük” demiştin. Ben artık o dünyaya sığmıyorum. Üşenirdim sana sabah kahvaltı hazırlayıp işe göndermeye. O günleri hatırlıyorum da ah! nasıl pişmanım, keşke demek en zor olanı. Beraber yürüyüş yaptığımız o yollarda “Elimi tut hadi!” dediğimde “Ah hanım çocuk musun? derdin.” küçük çocuk olduğum o yollardan artık ağlaya ağlaya yürüyorum. Yürürken yolda gördüğüm ihtiyaç sahibine “Sen” adına hayırlar yapıyorum. Annene hiç kendimi sevdirememiştim. Biliyor musun artık çok iyi anlaşıyoruz iki güne bir beraberiz, senin en sevdiğin yemekleri yapıp seni anıyoruz. Oğlumuz büyüdü artık aşık bile oldu. Ona hem anne hem baba olmadım. Çünkü zaten babası hep bizimleydi. Mutlu ol sevgilim, çok mutlu ol. Dualarımızdasın.”
*****
Hayat kısa ve tüm ölümler hep çok erkenmiş gibi gelecek... Bir yakınımız hayatını kaybettiğinde bu durumu kabullenmekte ne kadar da zorlanırız. Oysa ki biliriz ki her insan doğar büyür ve ölür. Ölüm; organların iş göremez hale gelmesiyle birlikte biyolojik varlığın son bulmasıdır. Bu son bulma sürecinin ardından ölen kişinin arkasında bıraktıkları bireylerde yas süreci başlar. Yas; ölen kişinin ölümünün ardından hissedilen acıyı gösteren davranışlardır.
Elisabeth Kübler Ross yaptığı bir araştırmaya göre yas döneminde yaşanan tepkilerin doğal olduğunu kanıtlamakta. Bu süreçte kişiler 5 evreden geçmekte tabi ki bu 5 evre kişiden kişiye yaşanılan acının yoğunluğuna göre değişiklik gösterebilir. Siz de eğer yas sürecinde bunları yaşıyorsanız bu süreç oldukça doğal.
*****
- Evre – İNKAR : Ölüm haberini alan kişi bu evrede ölümü yoksayar. Bu durumun onun başına geldiğini kabul etmez. Ölümün gerçekliğini kabullenmekte zorlanan kişi yaşadıkları karşısında bir süre tepkisiz kalabilir.
- Evre – ÖFKE : Bu evrede kişi artık bir önceki evreyi aşmıştır. Kişi etrafına ve kendine öfke duymaya başlar. Kişide öfke, huzursuzluk, korku ve ağlamalar görülür. Bu evre uzun sürebilir. Yoğun duygular içindeki birey kendini sorgulamaya başlar.
- Evre – PAZARLIK : Bu evrede kişi artık ölümü yavaş yavaş kabullenmeye başlamıştır. Bu kabulleniş kişide çaresizlik ve ümitsizlik ortaya çıkarır. Bu evreyi atlatmaya çalışan kişi uzlaşma yolları arar. Bu süreçte doktorlarla veya tanrı ile pazarlık yapmaya çalışır ve dualara sığınır.
- Evre – DEPRESYON : Bu evrede birey yaşadıkları karşısında ne yapacağını bilemez. Yaşadığı acının farkına varır ve geri dönüş olmadığını kabullenmeye başlar. İnkar, öfke, pazarlık yapma durumu değiştirmemiştir. Kişi bu süreçte yaşama tutunmayı reddedebilir, kendine zarar vermeyi düşünebilir. Bu evrede kişi hiçbir şey yapmak istemeyebilir, kendini hayattan soyutlayabilir ve olaylara karşı tepkisiz kalabilir.
- Evre – KABULLENME :Son aşama olan kabullenme aşamasında birey artık ölümü kabullenmiştir. Yavaş yavaş durum hazmedilir ve birey normal hayat akışına geri döner. Tabi ki kaybedilen kişiyi bir daha hatırlamayacağı özlemeyeceği anlamına gelmez.
Bu evrensel evreleri yaşayan bireyler bu durumu yalnızca kendi yaşıyormuş gibi hissedebilir. Ancak dünyanın her yerinde bu acıyla karşılaşan insanlar hemen hemen aynı evrelerden geçerek aynı duyguları yaşamaktadırlar. Yas sürecindeki bireyler ölümün ardından bir süre geçtikten sonra kendi hayatına kaldığı yerden devam ediyor olmalıdır. Bu süreçte süre hakkında kesin zaman kısıtlaması yapmak doğru olmamakla birlikte özellikle depresyon sürecinde kişinin bedensel, duygusal, ruhsal ve davranışsal tepkileri oldukça önem taşır. Bu bireyler acıdan kaçmak yerine durumu kabullenmeli ve hayata tutunmak için sorumluluklarına yönelmelidirler. Bu süreci aşmakta zorlanan bireyler uzman desteği alabilir.