Bir musluğu açıyormuş gibi düşünün.
Hani bazen musluğa sular geç gelir.
Borular homurdanır, sular uzaklardan ince ince geliyordur da, şu an sadece hava veriyordur.
Oturup çalışmaya başlarsın, musluğu açmak demektir o.
Sonra bazen hemen akmaz.
O zaman musluğun başında çalışmaya devam etmek gerekir.
Sonra havası gelir... Sonra hissi gelir... Sesi gelir...
Sonra gürül gürül kendisi gelir.
Kaynağın safsa, iyiyse.
Boruların temizse, sağlamsa.
Geleceğine inancın tamsa gelir.
*****
Picasso’nun bir cümlesi var: İlham vardır, ama seni çalışıyorken bulması gerekir.
Bazısı ilhamın gelmesini bekler.
İlham bekleyene gelmez, yola koyulana gelir.
*****
Eğer hayatınızı değiştirmek, bir şarkı yazmak, kitap yazmak, resim yapmak için ilham bekliyorsanız hemen yapmaya koyulun derim.
Boş borudan gelen havalı ses kadar sinir bozucu olacak ilk başta her şey.
Ne gelen olacak ne giden.
O tısla oturup, musluğu açmaya devam edeceğiz.
Ama sonra, duyacağız gelen suyu.
O nazlı su, bir şelale gibi akacak zamanla.
İşte hayatın kana kana içildiği yer orası.
Ne yaparsak ilhamla yapmak.