Sadaka, yoksullara karşılıksız olarak verilen bir değerdir. Bu para olabilir, bir eşya olabilir, mal olabilir. Artık o veren insanların varsıllığına göre değişir. Ne kadar varsılsa o kadar sadaka verir.
İnandığı dinin içeriği de bunu gerektirir.
Kimileri hem para, hem de malını sadaka ya da zekât olarak verebilir.
*****
Bazı işyerlerini biliyorum.
Küçücük bir kırtasiye, bir bakkal, bir fırın, manav ya da kasap olabilir bu işyeri.
Masasına küçük bir sadaka kutusu koyuyor adam.
Müşteriler, aldıklarından artan bozuk paraları o sadaka kutusuna atsın diye…
Gerçekten de güzel dönüşleri oluyor sadaka kutusunun.
Küçük küçük atılan paralar büyüyor ve bir öğrenciye burs oluyor. Kitap oluyor, defter oluyor, harçlık oluyor.
*****
Geçtiğimiz günlerde alışveriş bahanesiyle bir markete gelen genç kız kasiyeri oyalamış, erkek arkadaşı da içinde 300 lira olan sadaka kutusunu çalmış.
Hırsızlık anı da iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülenmiş.
300 liralık sadakaya tenezzül eden o hırsızlar, kameraya yakalandıklarına üzülmüşlerdir.
Ya asıl gören!
Ya kâinatta küçücük bir sineğin çırptığı kanatları hareket ettiren!
Ya Allah!
Hiç mi Allah’tan korkunuz yok!
*****
Kim bilir toplanan o sadakalar, hangi öğrenciye verilecekti de siz onun hakkını çaldınız?
Belki o sadakayı alamadığı için okuluna yürüyerek gitmek zorunda kalan bir öğrenci vardır.
Belki sabah bir simit alacak parası olmayan öğrencinin o sadakaya ihtiyacı vardır?
Yani elinizi cebinize atıp küçük bir sadaka vermek yerine, tutup sadaka kutusunu çalmak hangi insanlıkla bağdaşır.
*****
Diyelim ki sadaka kutusunu çaldınız. Kamera görmedi, yakalanmadınız!
Pekiyi hiç mi vicdanınız yok?.
Millet o sadaka kutularını siz çalasınız diye mi işyerlerine koyuyor?
Millet, o sadaka kutularına attığı parayı siz çalasınız diye mi veriyor?
*****
Market sahibi olayı fark edince polisi aramış…
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, görüntülerden zanlının kimliğini tespit etmiş...
Kısa süre yakalanan zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklanmış.
Şimdi gittiği Kürkçüler Cezaevi’nde soracaklar.
O da diyecek ki: ‘Milletin verdiği sadakayı çaldım’
*****
Adana Emniyet Müdürü Selami Yıldız, şimdi bu zanlıyı görmüştür.
Göz göze gelmişlerdir.
Bana göre, Emniyet Müdürü Yıldız’ın o bakışı, unutulmayacak bir bakıştır. Verilecek en büyük cezadır. Türk polisinin yürekli duruşudur o bakış!
Zanlı cezaevinde kaldığı sürede bile o bakışı unutmayacaktır. O bakış, zanlıya ömür boyu unutamayacağı büyük bir azap yaşatacaktır. Gün gelip cezaevinden çıksa bile o bakışın azabından kurtulamayacaktır.
Çünkü o bakış; haktır, halktır!