Bir Alman Ekonomi profesörünün kızı bebek arabası alacak ancak araba fiyatı Almanya'da 700 Euro, Çin malı muadili ise250 Euro.
Kız gidip babasına soruyor ne yapayım diye. Babası da hiç birşey söylemiyor. Bunun üzerine kız gidip alman malı olan arabayı 700 Euro'ya alıyor.
İki araba arasındaki fiyat farkı barizken, kızın gidip alman malı arabasını daha yüksek bir fiyattan almasını garip bulan baba kızına soruyor: ''Neden Alman ürününü seçtin?''
Kız, babasına dönüp şöyle cevap veriyor:
Babacığım, Çin malını alsaydım, o para dışarı gidecekti. Para dışarı gidince de, Alman ürünü satılmayıp, fabrikalar işçi çıkaracak, işsiz insanlar da harcama yapamayınca devletin geliri düşecekti. Devletin gelirinin düşmesiyle birlikte bu durum çocuklarımın eğitimine yansıyacak, iyi bir eğitim alamayacak, güvenliğini sağlayamayacak ve yeterli sağlık hizmeti veremeyecekti.
Geleceğe yönelik öngörüme bakarak ve çocuklarımı düşünerek, Alman malı ürünü alıp, "Çocuğumun GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA aldım" demiş.
Kızının sözleri üzerine baba da içinden, ben görevimi iyi yapmışım demiş.
***
Veren el olmak yerine alan el olmayı tercih ettiğimiz günden bu yana ne milliyetçilik ne de iç huzurumuz kaldı.
Şimdi neden bu durumda olduğumuzu varın siz düşünün...