Adana’nın halka tatlısı adını dünyaya duyurdu. Kebabın ardından ayaküstü yenilen halka tatlıları, kent merkezinde her sokak başında ya da ortasında görmeniz mümkün.
Halka tatlı Adana’nın vazgeçilmezi ama onu da tadında bırakmak gerekiyor.
Aşırısı ileride diyabete kadar gidiyor.
Bugün Dünya Diyabet Günü… Maalesef bütün uyarılara rağmen, hem ülkemizde hem de dünyada en önemli halk sağlığı sorunlarının başında diyabet geliyor.
Dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktiviteleri, diyabetten korunmak için alınabilecek en önemli tedbirlerin başında görüyoruz ama gereğini yerine getirebiliyor muyuz?
*****
Uzmanlar, diyabetin, düzenli egzersiz ve bilinçli bir yaklaşımla hem önlenebildiğini hem de hayatı olumsuz etkileyen sonuçlarının hafifletilebildiğini söylüyor ama biz uzmanları ne kadar dinliyoruz.
Örneğin Çakmak ya da İnönü caddesinde bir tatlıcının önünde durduğumuzda elimize sahip olabiliyor muyuz?
Birinci tatlının ardından iki, üç derken dört… Buna engel olabiliyor muyuz?
Diyeceksiniz ki ‘Adana’nın tatlısı güzel’
Doğrudur… Adana’nın tatlısı çok güzel ama sağlığınız da önemli değil mi?
Öyleyse tatlı yerken ilerisini de düşünmeniz gerekiyor.
*****
Türkiye’de 20 yaş üzeri her 7 kişiden birinin diyabet hastası olduğu belirtiliyor. Yani en çok tatlı yenilen bir yaş. Halka tatlı satanların önüne bir bakın hep gençleri görürsünüz.
Pekiyi bu kişilerin yarısının hastalığının farkında bile olmadığını, farkında olanların kanındaki şeker seviyesinin ise istenilen düzeyin üzerinde olduğunu biliyor musunuz?
‘Ben gencim bana bir şey olmaz’ diye düşünenler ileri yaşlarda diyabetin kollarına düşüyor. Ve sonrasında hastane hastane gezmek durumunda kalıyor.
*****
Elbette Sağlık Bakanlığı, toplumda diyabet farkındalığının artırılması, gelecek nesillerin diyabetten korunması ve tanı konulan hastalara sunulan diyabet bakım kalitesinin yükseltilmesi konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.
Ama bu çalışmalar yapılırken sen ne yapıyorsun o önemli?.
Şekerli gıdaların tüketilmesi konusunda dikkat ediyor musun örneğin?
*****
Aslında hareketsizlik de bu hastalığın en büyük etkenlerinden biri.
Düşünün apartman merdivenini bile kullanmıyoruz. Hep asansöre biniyoruz. Arabaya biniyoruz. İşe alışverişe giderken aracımızla gidiyoruz.
Hareketsiz bir yaşamın ardından diyabet geliyor.
Yediğimize içtiğimize dikkat etmiyoruz.
Aşırı kilo aldığımızda da kilo vermenin yollarını arıyoruz.
*****
Bu yüzden, zararın neresinden dönülürse kardır mantığıyla, diyabetten dönebilirsiniz. Beslenmenize dikkat edebilirsiniz.
Yaşınız kaç olursa olsun kendi yaşamınıza bir çekidüzen verebilirsiniz. Bu konuda doktorlara başvurabilirsiniz. Kulaktan dolma bilgilerle değil, uzman doktor tavsiyeleriyle sağlığınıza kavuşabilirsiniz.
Bunun için hiç geç değil!