Ailemizle, akrabamızla ve komşularımızla dostluklarımızı sürdürmek için önemli bir vesile aslında gitmesini bilmek…
Şehit aileleri örneğin!
Onlara gitmesini biliyor muyuz?.
Şehit çocuklarını kendi evladımız gibi sarabiliyor muyuz?. Sokakta gördüğümüzde sahipleniyor muyuz?.
Yani, mahallemizde, sokağımızda, apartmanımızda bir şehit ailesi varken, biz yastığa başımızı rahat rahat koyabiliyor muyuz?
*****
Şehit ailelerinin sevinçlerini ve kederlerini paylaşabiliyor muyuz?. Şehit aileleriyle birbirimize güvenli bir liman olabiliyor muyuz?
Darda kaldıklarında onların yardımına koşabiliyor muyuz?. Düştükleri vakit ellerinden tutup, kaldırabiliyor muyuz?
Onlara şefkat, merhamet ve muhabbet hislerimizle omuz verip, destek çıkabiliyor muyuz?
İşte bunun için de gitmesini bilmek gerekiyor.
Gitmesini bilmek, şehit ailesine can olmak gerekiyor.
*****
Bu yönüyle Vali Mahmut Demirtaş’ın eşi Beyhan Demirtaş örnek bir davranış sergiliyor.
Nerede, ne zaman, nereye gideceğini iyi biliyor.
Nerede bir mahzun gönül varsa ve nerede yaralı bir yürek çarpıyorsa onu sarmasını çok iyi biliyor.
Gidiyor, giderken de gösterişten kaçıyor. Saf ve tertemiz duygularla gidip, yetim ve öksüz çocukları anne şefkatiyle kucaklıyor.
Belki de Adana tarihinde Beyhan Demirtaş gibi ikinci bir isim çıkmamıştır, şehit ailelerine bu kadar şefkat gösterip, sahip çıkan… iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta onları yalnız bırakmayan…
*****
Verilen bir Cuma vaazında, “Hepimiz bu dünyada gurbetteyiz. Gurbetin hüznü, birbirimize uzattığımız yardım eliyle hafifler. Sılanın sevinci gurbetin zorluğunu azaltır. Bizler, gurbetimiz olan bu dünyada birbirimize ülfet ve muhabbetle muamele edersek Rabbimiz de kıyamet günü bizlere merhametiyle muamele eder” diyor
Vaaz, “Bizler bu gurbette birbirimize şefkat, merhamet ve samimiyetimizi ikram edersek Rabbimiz de ebedi yurdumuz olan ahrette bizlere tükenmeyen cennet nimetlerini lütfeder.” diye devam ediyor.
*****
Şehit ailelerini düşünürsek, bizim sılamız neresi, gurbetimiz neresi?
Yarınlarımız adına sınır taşlarımızda ve ıssız dağlarımızda canlarını seve seve feda eden yiğitlerimizin emanetleri bizim sılamız mı, gurbetimiz mi?
Hani, ‘Sılanın sevinci gurbetin zorluğunu azaltır’dı ya… İşte o zorluğu azaltmak için sevinçlerimizi daha çok artırmalıyız.
Şehit ailelerine her zamankinden daha çok sahip çıkmalıyız. Onlara daha sık gidip gelmeliyiz. Onları canımızdan bir parça bilmeliyiz.
Vali Mahmut Demirtaş’ın eşi Beyhan Demirtaş’ın yaptığı gibi soframıza bir ekmek de onlar için koymalıyız. Onları soframızın baş tacı yapmalıyız.
*****
Çünkü şehitlerimiz cennet vatanımız için gidilmesi gereken yere gitti!
Biz ailelerine gitmesini bilmezsek…
Yazık!