Son yıllarda yaşadıklarımız ne kadar da ağır değil mi?
Şimdi olduğu kadar olmasa da önceki yıllarda daha mutlu ve huzurlu bir hayat sürüyorduk.
Belki şimdinin çeyreğini bile o zaman görmemişizdir.
Ta ki Çin'den gelen Covid-19 virüsüne kadar..
****
Sanki her şey pandemiyle birlikte patlak verdi ve önüne set çektiğimiz bütün kötülükler tek tek çözüldü.
Pandemi, ekonomik kriz, kadın cinayetleri, silahlı saldırılar, faili meçhul cinayetler ve daha niceleri..
Bütün kötülüklerin ardı ardına yaşandığı bir devrin tam da ortasında kaldık.
İki taraftan da üzerimize mermilerin yağdığı bir savaş meydanındaki mağlup olmuş bir kişi misaliyiz.
Biz, öyle bir cenderenin ortasında kalmışız ki...
Sağımızda da solumuzda da iyilik namına bir şey kalmamış.
****
Kendini düşünenler, hak yiyenler, sağ gösterip sol vuranlar, sana elinin cebine gittiğini fark ettirmeden hırsızlık yapanlar ve daha nice şeytan kılığına bürünmüş insanlar var.
Gerçi bunlara insan demeye de utanıyor insan.
Bir insan evladı bu kadar kötülüğü nasıl yapar ki?
****
Bu yüzden ben bu devre kötülükler çağı diyorum.
Bu devir öyle bir devir ki, dürüstülüğünün de, iyiliğinin de, işini hakkıyla yapmanın da bir önemi yok.
Çünkü, ağzı iyi laf yapanlar senden daha değerlidir.
Sen istediğin kadar iyilik abidesi ol.
Onların yürüttüğü kötülüklerin arkasında seninkiler iğne ucu kadar değerin kalmaz.
Hatta bunun da ötesinde seni de öyle bir cenderenin içine çekerler ki, sen fark etmesen de çamurlarını üzerine bulaştırırlar.
İşte bu yüzden bu devirde insanca yaşamın bir önemi yok..