Çocukken yaşamak ne zordu. Ya da eskiden çocuk olmak...
Giyeceğimiz kıyafetlere, ayakkabılara, oynayacağımız oyuncaklara, gideceğimiz okullara, çevremizdeki arkadaşlara ailelerimiz karar verirdi.
Biraz büyüdükten sonra yapabileceğimiz mesleklerden, evleneceğimiz kişilere kadar yine aileler karar verirdi. Büyükler zaten her konuda önceden bir plan yapmıştı.
*****
Düşünce, hep büyüklerin daha iyi bildiğidir.
Bir çocuğun resme karşı ilgisi vardır yeteneği o yöndedir ama aile çocuğu için başka bir meslek hayali kurup planlamıştır.
Çocuk istemese bile ailesinin hep onun yerine tercih yapmasından dolayı o meslekte ilerler ve hayatı boyunca sevdiği mesleği yapmak yerine geçinmek için hiç sevmediği bir mesleği yapmak zorunda kalır.
*****
Böyle bir yaşantı içinde büyümüş kişilerin hayatları boyunca sürekli başkaları onların yerine karar verdiği için tek başlarına karar alması zor olur.
Hep bir başkasından fikir beklentisi içinde olurlar. Vereceği kararların iyi bir karar olmadığını düşünüp yaşamlarına siz karar verdiğiniz sürece her şey daha zorlaşır.
Oysa çocuklara da özgüven aşılanabilir. Özgüveni yüksek evlatlar yetiştirilebilir. Bu çok zor değildir. Yani çocuğunuz illa doktor olacak diye bir şey söz konusu olamaz. Siz doktor olmasını istersiniz o daha çok başarılı bir müzisyen olabilir, ressam olabilir.
*****
Siz evladınızın kendiniz gibi bir meslek seçmesini istersiniz ama o başka bir mesleğe yönelir. Siz avukat olmasını istersiniz o vali olur. Polis olmasını istersiniz mühendis olur. Her mesleğin kendine göre güzel yanları vardır. Bir polis can kurtarır ama bir hemşire de can kurtarır. Yani çocuklarınıza şu olacaksın, bu olacaksın diye baskı kurmayın.
Çocuklarınız sevdiği şeyleri yapıp ona yöneldiğinde arkalarında durun.
Kararlarını değiştirmeye çalışmayın.
Onları yönlendirin ama onlara baskı kurmayın. Bırakın siz istediğiniz için değil gerçekten sevdikleri için bir şeylerin peşinde çaba göstersinler