Umut, insanın varoluşundan itibaren kendisine sunulan bir yaşam sebebidir.
Bir düşünelim; ileriye dönük umutlarımız yok mu?
Şimdi yaşadığımız an ne olursa olsun umudumuzu kaybetmiyor, yarının ne getireceğini bilmeden güzel şeyler hayal etmiyor muyuz?
**
Tabii şuanki zamanda ne umut ne de hayal kaldı..
Ama yine de insanı ayakta tutan umudu, hayalleri değil midir?
İnsan hep beklenti içerisindedir.
Şu anı yaşarken dahi ileriye dönük güzel bir şey olacak beklentisi. İlerisi iyi olacak beklentisi.
Hep beklenti içerisinde yaşar. Ve gerçekleşmezse de büyük bir yıkıma uğrar.
Tabii umut tek başına olmaz yanında umutsuzlukta vardır.
Umut kadar umutsuzlukta yıkar insanı.
En az umut kadar darbe vurur insana.
***
Bir şey hayal edersiniz, olmasını ister ve onun uğrunda çaba gösterirsiniz.
Bir anda imkasızlık ortaya çıksa ve herşey tepeteklak olsa ne yapardınız peki?
Bu durumda hayal kırıklığının cam parçaları insana batar.
Çünkü yaşamak, üstesinden gelmekten daha zordur.
Bunun içinde kendimize güvenmeli,ne olursa olsun umudumuzu kaybetmemeliyiz.
Hayallerimize, inançlarımıza olan bağlılığımız yitirdiğimiz an umudun da tükendiği andır.
Kendimize olan umudumuzu, inancımızı kaybetmememiz dileğiyle...