Kemal Sunal, Türk sinema tarihinin tartışılmaz en önemli aktörlerinden biri. Aramızda olmamasına rağmen o güzel filmleri hala izlenme rekoru kırıyor.
Geçen gün ‘Tokatçı’ filmini izledim. Ertesi gün de ‘İnatçı’yı.
Filmleri seyrederken, ‘Kemal Sunal ölmeseydi, bugün yaşananları anlatan bir filmde de oynayabilirdi’ diye düşündüm.
Yani ‘Tokatçı’ ile ‘İnatçı’nın konularına ‘paralel’ bir film.
Güzel de olurdu yani.
Görüyorsunuz işte… Öyle insanlar var ki hem milleti tokatlıyor, hem de çaldığı parayı vermemek için inat ediyor, direniyor.
Yani hem ‘tokatçı’, hem ‘inatçı’.
Ne film olurdu ama.
***
‘İnatçı’, Kartal Tibet’in yönetmenliğini yaptığı, başrollerini Kemal Sunal ve Asuman Arsan’ın paylaştığı 1988 yapımı bir film.
Kartal Tibet, ta 1988 yılında bugünleri görmüş gibi film yönetmiş.
Filmde, “Sarıkavak ve Uzunkavak köyleri kamulaştırmanın içine girmektedir. Sözde bu durum gizliliğini korumalıyken komisyonda görevli olan biri bu bilgiyi bir holdinge satar ve o holdingdeki biride duyduğunu başka bir holdinge satar. Böylece iki holding köylülerin topraklarını ucuz fiyata alıp devlete pahalı fiyata satma niyetle iki köyün yolunu tutarlar.”
Film böyle devam edip gidiyor.
26 yıllık film sanki dün çekilmiş gibi. Şimdi de köprü arazilerinin kamulaştırılması, büyük arazilerin holdingler tarafından çok önceden ucuza kapatılması, ayakkabı kutusu, dolar yataklı boğaz manzarası… Ne ararsanız artık.
Kemal Sunal bugün böyle bir filmde oynasaydı, gülme krizleri geçirirdi.
***
‘Tokatçı’ filmi de 1983 yapımı. Başrollerini Kemal Sunal, Ali Şen ve Şevket Altuğ'un oynadığı filmin yönetmenliğini Natuk Baytan gerçekleştirmiş.
Filmde, “Osman, köyün ağası Hasan Ağa'nın kızını sever. Hasan Ağa ise kızı için çok para ister. Bunun üzerine Osman İstanbul'a gider orada çoğu zaman aç kalarak başlık parasını biriktirir ancak köyüne dönerken yolda tokatlanır (soyulur). Daha sonra Osman İstanbul'a tekrar gider ve bir tesadüf eseri asker arkadaşı Şevket'le karşılaşır. Şevket Osman'a tokatçılığı öğretir. Osman çok para kazanır ve köye döner. Şevket'le birlikte bir plan hazırlayıp Hasan Ağa'yı da tokatlar.”
Film böyle devam edip gidiyor.
31 yıllık bu film de sanki dün çekilmiş gibi. Görüyorsunuz memlekette ilginç tokatlama sahneleri yaşanıyor. Şimdi baba oğul, anne kız kim önüne gelirse tokatlıyor. Hem de gözümüzün içine baka baka tokatlıyorlar.
Kemal Sunal bugün böyle bir filmde oynasaydı, oynayamazdı. Oynatmazlardı. Oynamadan hemen ararlardı.
“Alo Kemal!”