sustu yolların dudağındaki türkü
gitti kaldırımları uyandıran çocuk
yağmur ağladı denizin haberi yok
bitti gönül sürgünündeki yolculuk
tükendi kalemlerin dilindeki şarkı
yıkıldı tüm aykırı sözcüklerin barkı
boynu bükük kaldı çizdiğin sayfalar
direne direne kırıldı kalbinin çarkı
babacan bir gülüşün vardı derinden
sıcakta güz rüzgarı tadında serinden
bir dost yüzü görünce dolup taşardı
hem de yüreğinin en güzel yerinden
şimdi hırçın depremler bıraktın bize
çığla gelen bir çığlık yürüdü içimize
asi günlerini anıyoruz kederle gamla
sözde hüzün gözde bir gümüşdamla