Çocukluk yıllarımda bizim mahalleye yaşlı bir eskici gelirdi. Ondan sonra daha çok keyif aldım Kemalettin Tuğcu’nun ‘Eskici Baba’ adlı kitabını okumaktan. Sonra fıkralar girdi yaşantımıza. Örneğin gençlik yıllarımda Akbulut fıkralarına doyamazdım. Hatta ‘Akbulut fıkraları’ adlı kitap da yayımlandı ama okuyamadım. ***** Nereden çıktı bu Akbulut fıkraları diye araştırırken… Yıldırım Akbulut’un 9 Kasım 1989'da Turgut Özal'ın cumhurbaşkanlığa seçilmesinin ardından başbakanlığa, atanıp ardından ANAP genel başkanlığına seçilen erdemli ve hoşgörülü biri olduğunu öğrendim. Adamcağız bu kadar fıkra yazdıracak ne yaptıysa bilmiyorum. Bizim milleti bilirsiniz. Biri sizi başbakanlık gibi bir makama getirsin, ardınızdan ne fıkralar yazarlar, şaşırıp kalırsınız! ***** Malum, şimdi de o günlere benzer bir dönemden geçiyoruz. Size karışık gibi gelebilir ama… Önce ülkeyi yöneten başbakan, cumhurbaşkanı seçiliyor. Sonra cumhurbaşkanı, ülkeyi yönetecek başbakanını belirliyor. Dolayısıyla bu kişi partinin genel başkanı oluyor. Turgut Özal’ın Yıldırım Akbulut’u belirlemesi gibi bir şey anlayacağınız. ***** Tabii Yıldırım Akbulut, 15 Haziran 1991'de yapılan ANAP Kongresi'nde Mesut Yılmaz'a karşı yenilerek genel başkanlık ve başbakanlıktan ayrılmış. Bu pencereden bakınca… Günümüzde iktidara gelenlerin yarın ne olacağını bilemiyoruz. Yeni bir fıkra kahramanı doğar mı? Yenilirler mi? Yenilenirler mi? 2023, 2071… Nasıl olsa kefenleri üzerinde Hem ne kadar yaşayacaklarını da biliyorlar Olur mu, olur! Böyle muhalefeti bulduktan sonra… Bir milyon 2023!