hiç üç tekerlekli bisikletim olmadı çocukların arasına karışıp hiç bisiklet süremedim babam da öğretmedi sürmesini bisikletimin sepetinden tutup koşmadı ardımdan mesela denizin neden mavi olduğunu kışın havaların nasıl soğuduğunu kuşların nereye uçtuğunu da öğretmedi o bunları öğretecekken ben yoktum ben bunları öğrenecek yaştayken de o hiç benek benek bilyelerim olmadı çocukların arasına karışıp çatırya diyemedim babam da öğretmedi oynamasını karşıma dizip bilyeleri vurdurmadı başaltından mesela çocukların neden oyun oynadıklarını bilyeleri kaybolunca neden ağladıklarını çok bilye kazanınca neden sevindiklerini de öğretmedi o bunları öğretecekken ben yoktum ben bunları öğrenecek yaştayken de o hiç çocukça bir çocukluğum olmadı çocukların arasına karıştım ama yoktum bilyelerim de vardı benim olmayan bisiklet sepetinden tutup iteklerdim çocukları boş bulursam belki binerdim bisiklete sevinerek akşam olunca geri verirdim bisikleti bilyeleri babam da vardı aslında var olmasına o bunları öğretecekken ben yoktum ben bunları öğrenecek yaştayken de o artık bisikletim var hem de en iyisinden sepetlisinden denizin neden mavi olduğunu da öğrendim mesela kışın yağmurlu bir havada ıslandım kanaryamı dinlerken öykülerime yaslandım ama babam yok çok uzaklarda neyleyim şimdi kendime yeni bilyeler aldım paramla çatırya demek sırası bende çocuklar haydi çatırya