mıh gibi
çakılıp
kalıyorum
yerimde...
***
ne
zaman
seyretsem,
ayrı bir keyif
alıyorum erdal
beşikçioğlu'nun
filmlerinde!
***
çünkü,
hangi
kostümü
giyerse giysin
bir başka duruyor
adamın üzerinde!
***
erdal
beşikçioğlu,
bu kez 'elyesa'
ilyas bazna'yı yani
namı diğer çiçero'yu
canlandırıyor!
***
1943'te
ankara'daki
ingiliz
büyükelçiliğinde
çalışırken elde ettiği
gizli belgeleri almanlara
satmasıyla adını dünya
casusluk tarihine
yazdıran isim!
***
filmin
görseli,
daha ilk
andan itibaren
seyirciyi ekrana
kilitliyor, çünkü
çok kalite bir ekip
bu yükü sırtlıyor!
***
fox
tv'nin
bu filmi
yayınlama
günü saati de
çok anlamlı...
***
çekimi,
berlin
ankara
istanbul ve
macaristan'da
gerçekleştirilen
filmin yenice sahnesi
beni duygulandırıyor!
***
tarihte
'adana
görüşmesi'
olarak bilinen
ve cumhurbaşkanı
ismet inönü ile birleşik
krallık başbakanı winston
churchill'in gerçekleştirdiği
iki taraflı toplantıyı o an
yaşıyor gibi oluyorum!
***
dumanı
tüten kara
tren ve yenice
istasyonu...
***
trenle
mersin'e
giderken
sizde bir his
uyandırıyor mu
yenice istasyonu
bilmem?
***
bir de
filmin en
sonunda
beni etkileyen
çiçero ile o
'muhteşem
delikanlı'nın
karşılaşma anı!
***
kapıdan
içeri
girerken
mavi gözlüm
karşılıyor
çiçero'yu!
***
o an!
mıh gibi
çakılıp kaldığım
yerden, ok gibi
fırlayıp ayağa
kalkıyorum!
***
çünkü, o
'muhteşem
delikanlı'yı
ne zaman
görsem ayağa
kalkarım ben!
***
hâlâ
öyle bir
dehayı daha
dünyanın
görmediğine
inanırım...
***
bu gün
23 nisan!
ulusal egemenlik
ve çocuk bayramı!
***
bu gün
egemenliğin,
saraydan alınıp
millete verildiği
günün 100. yıl
dönümü!
***
bu gün
egemenliğin,
kayıtsız şartsız
millete verildiği
cumhuriyet
meclisinin
kurulduğu gün!
***
istediği
kadar korona
virüsü olsun!
istendiği kadar
sokağa çıkma
yasakları ilan
edilsin toplum
sağlığı açısından!
***
mavi
gözlüm
her yerde;
ceketlerin
yakasında,
bayraklarda,
evde, balkonda,
balonların üzerinde,
tişörtlerde, bilboardlarda,
panolarda...
***
ve
dünyada
'siyasetçiyim'
diye ortalıkta
gezinenlerin
ulaşamadığı, hatta
ulaşamadığı için de
'çatırt diye' ortadan
ikiye ayrıldığı yerde!
***
yani
ankara'da
anıtkabir'de
filan değil...
100 yıl geçse de
hâlâ gönüllerde!
Kutlarım ustad