Dayak yiyen adam öyle sıradan biri değil. NATO’da görevli Kurmay Yarbay F–16 pilotu Hakan Karakuş. Ankara’nın ortasında ve eşinin yanında dövüyorlar adamı. Bizimkiler biraz sert çıkıyor ama bakıyorlar pabuç pahalı. Karşıdaki elçi; ‘Diplomatlarımızı yurt dışı ederseniz, Kuveytli yatırımcı Türkiye’den parasını çeker, gider’ diyor. Yani dayağa katlanacaksınız demeye getiriyor. İyi ki Kuveytli diplomatların elinde çuval yoktu. Ya komutanın başına çuval geçirselerdi ne yapardık! ***** Hiçbir şey yapmazdık. 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi emrini kim verdi; Amerikalı General Raymond Odierno… General Odierno Ankara’ya geldiğinde ne oldu?. Kimse sesini çıkarmadı. Karargah hatırası çektirdiler. ***** Birileri çıkıp Türk Özel Kuvvetleri Bürosu’nu basıyor ve 11 Türk askerinin başlarına çuval geçiriyor. Bu yetmiyormuş gibi kelepçeleyerek esir alıyor. Bizim askerlere, ‘Aman mukavemet etmeyin’ diyoruz! Birileri çıkıp Ankara’nın göbeğinde yarbaya tekme tokat dalıyor. Adamlar hem dövüyorlar, bir de dönüp tehdit ediyorlar. Bırakın iki tane Osmanlı atmayı, ‘Kuveytli yatırımcı parasını çeker’ diye sesimizi çıkarmıyoruz. Oysa İsrail bir askeri için Gazze’yi yerle bir ediyor. Ve bir askeri için 1027 Filistinliyi serbest bırakıyor. ***** Ben askerimi böyle görmek istemiyorum arkadaş! O kadar yokluk içerisinde Çanakkale’yi düşmana dar eden Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri, bu kadar varlık içerisinde kıçı kırık iki diplomattan dayak yiyemez! Bölgedeki insanları korumak için gittiği Süleymaniye’de başına çuval geçirilemez. Atatürk olsaydı bu yapılanlara misliyle karşılık verirdi. Askerinin boynunu bükük bırakmazdı. Bizim milletvekilleri günlerini aldıkları ballı aylıkları saymakla geçirdikleri için böyle konulara pek eğilemiyorlar. İçlerinden iki tane delikanlı çıkıp bunların hesabını soramıyor! ***** Mustafa Kemal’in milletvekilleri yemeklerini şimdikiler gibi beş yıldızlı otellerden değil, asker karavanasından yiyordu. Vatanın kurtuluşu için kenetlenmişlerdi ve tek yürek olmuşlardı. Bırakın Türk askerini, o ‘adına can feda’ ay yıldızlı üniformayı uzaktan gören düşmanlar tir tir titriyorlardı. Şimdi çuval geçiriyorlar, tekme tokat giriyorlar, kimsenin umurunda değil. O günlerden, şu geldiğimiz günlere bakın. İyice çuvallıyoruz anlayacağınız. Çuval’lıyoruz!