mektubu
ablama
yazdırırdı!
***
çünkü
annemin
okur
yazarlığı
yoktu!
***
28.
alayın
kapısında
beklerdim!
***
postacı
gelir
gelmez
‘mektup var mı’
diye sorardım!
***
varsa…
alıp doğru
koğuşuma
koşardım!
***
mektup
annem
kokardı
ağlardım!
***
bu
yönüyle
sarıkamış
bende derin
izler bıraktı!
***
şimdi
ne zaman
bir mektup
gelse, hep o
anı yaşarım!
***
kürkçüler
e–tipi kapalı
cezaevinden
e.e. bir mektup
göndermiş!
***
mhp
adayı
şehmus
uçar ile ilgili
gazetemizde
çıkan haberleri
eleştiriyor!
***
e.e.,
‘şehmus
uçar, bilmediği
tanımadığı kişiler
yerine yaratandan
destek istese daha
iyi olur’ diyor
***
e.e.’nin
bilmesini
isterim ki,
bu mektup
şehmus uçar’a
ulaştırıldı…
***
elbette
bir politikacı
gözüyle o da
mektubu okuyup
değerlendirecek!
***
çünkü
mektup
bir konuşma
dilidir
anlayana!
***
benim
çekmecem
cezaevinden
gelen
mektuplarla dolu!
herkesin bir derdi var
dil verip diyemediği!
***
kürkçüler
e–tipi kapalı
cezaevinden
gönderilen her
mektubun oturup
emek verilerek
yazıldığı belli!
***
bu anlamda!
adana
cumhuriyet
başsavcısı
ömer faruk
yurdagül’ün
hükümlülerin
topluma kazandırılması
için yaptığı çalışmaları
yazmakla bitiremeyiz!
***
ben bu
satırları
yazarken
hükümlüler
okul duvarlarını
boyuyordu örneğin!
***
hatta
içeridekiler
60 ton karpuz
üretti geçen yıl!
***
yaptıkları
masa ve
sıralarla
milli eğitime
ne kadar maddi
destek sağladığını
bir bilseniz!
***
ya
kanatlı
kozalaklar!
bizim üzerine
basıp geçtiğimiz
çam kozalaklarını
hükümlüler adeta
sanata çeviriyorlar!
***
kanatlı
kozalaklar
hediyelik eşya
olarak ülkenin
dört bir yanında
masaları süslüyor!
***
ceza
evindeki
hükümlüler
mevlana’dan
ne anlar demeyin!
‘hakka vuslat’ grubu
tam bir semazen
ekibi diyebilirim!
***
dolayısıyla
yaşamı
paylaşma adına
cezaevinden
gönderilen
mektupları da
biriktiriyorum!
***
elbette
o mektup
şehmus uçar
kadar mhp’yi de
ilgilendiriyor…
partinin lideri
devlet bahçeli’yi de!
***
hani
başsavcı
yurdagül
hükümlülerin
deniz yıldızı gibi
güzel bir topluma
kazandırılmasını
çok önemsiyor ya!
***
ben de
öyle!