“…Sırtı, her yeri, yara bere içindeydi. Gücüm yetmedi, kaldıramadım çoğu zaman. Üzülüyorum, kimsesizler yurdunda kalmış gibi hastanede yattı.”
Bu söz, dünya ve olimpiyat şampiyonu İsmet Atlı’nın kardeşi Hüseyin Atlı’ya ait.
Adana, dünya ve olimpiyat şampiyonu bir evladını yitirdi. Hem de, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 1999 yılında 'Devlet Övünç
Madalyası' ile ödüllendirilmiş bir koca yüreği…
'Tekten ve çiftten dalmak', 'Boyunduruk', 'Göğüs çaprazı', 'Yerden sarma', 'Şark kündesi' 'Yanbaş oyunu' teknikleriyle minderleri adeta rakiplerine dar
eden dünya ve olimpiyat şampiyonu İsmet Atlı'nın cenaze töreni şanına yakışmadı.
Devlet büyükleri, Devlet Övünç Madalyası sahibi değerli bir insan için sadece çiçek göndermişler.
Keşke vatandaşlar da çiçek gönderseydi de kimse katılmasaydı. Sonra adamı götürüp garipler mezarlığına gömseydiniz.
Bu memleketin spor bakanı yok mu, güreş federasyonu başkanı yok mu?
İki türkü üç şarkı söyledi diye ünlenip rahatsızlığında Amerikan hastanelerinde yatırılan sözüm ona sanatçıların olduğu bir ülkede, bir dünya şampiyonu
Kozan Devlet Hastanesi’nin bir odasında gariban bir şekilde yaşama veda ediyor. Bizim milletvekilleri ve belediye başkanları da sandık derdine
düşmüşler.
Yazıklar olsun..
Türkiye’de kaç tane dünya şampiyonu var ki, siz böyle bir değerli insanı her yeri yara bere içinde bırakıp ölüme terk ediyorsunuz.
Utanın!