Adını anmaktan gurur duyduğum ustam Refik Şölen, cemiyette oturmuş gazete okuyordu.
Gençlik ya… Koşar adım içeri girince sonradan fark ettim, karşısında kalın çerçeveli siyah gözlüğüyle Cumhuriyet okuyan Aydın Remzi Yüreğir’i.
‘Bak burada gazete okuyoruz’ der gibi gözlüğünün üstünden keskin bir bakış gönderdi ve okumaya devam etti.
İki büyük usta gazete okuyordu.
Sessiz bir ortamda, bir gazeteyi satır satır ve anlaya anlaya okumanın ne demek olduğunu o an çok daha iyi anladım.
Ve şimdi… Yazdığını bile okumaktan aciz insanların gönderdiği bültenlere bakarken, okuma kültürünün ne kadar zayıfladığının farkına vardım.
*****
‘Dördüncü Kentten’ diye bir köşesi vardı ustam Refik Şölen’in.
Okuduğu ulusal gazetelerin manşetlerini yorumlardı.
Öyle uzun uzadıya değil.
İki üç kelimeyle anlatacağını anlatırdı. Basın ilkelerine bağlı ve Türk diline karşı çok hassastı.
Okurken ayrı bir keyif alırdık.
Az kelime ile çok anlamlı cümleler kurulacağını da o öğretti okurlarına.
Ve şimdi… Yazdığına on satır sonra nokta koyan ve anlattıklarını virgüllerle boğan açacak artıklarını görünce, yazma kültürünün de ne kadar zayıfladığının farkına vardım.
*****
Bir akşam…
Önündeki daktilosunu alıp küçük bir poşete koydu.
Yanına da kalemiyle not tuttuğu kağıtları sıkıştırdı.
‘Evlat ben gidiyorum. Biraz da evde çalışacağım’ dedi
Hiçbir işini yarım bıraktığını görmedim ustamın.
Ustam, kalemine olduğu kadar, dostlarına ve arkadaşlarına da sadıktı.
Ve şimdi… Masasında yazdığı yazılar gibi, yola çıktığı arkadaşlarını da yarıda bırakanları görünce, dostluk ve arkadaşlık kültürünün de ne kadar zayıfladığının farkına vardım.
*****
Ustam Refik Şölen…
İyi bir gazete okuyucusu olmayı öğretti.
Az kelime ile güzel cümleler kurmasını öğretti.
İşini yarım bırakmamayı öğretti
Dostluğun ve arkadaşlığın değerini öğretti.
Siz bir de onun hoş sohbetini ve yürekten gülüşünü görseydiniz…
O gülüşüyle; bütün zorluklara rağmen yaşamdan keyif almayı öğretti
*****
Gittiği yolda iz bırakan ustam!
O uzun boyu ve dik duruşuyla…
Bunların hepsinden daha değerli bir zenginliği öğretti.
Onurlu yaşamayı!
*****
Gülüşüne hasretle…
MUSTAFA ÖZKE