Kadınları ‘kıl’ haline getiren bir anlayışın gölgesinde kutluyoruz 8 Mart’ı.
Düştüğümüz hale bakın. Erkekler ‘kul’, kadınlar ‘kıl’.
Aslında Türkiye’nin 8 Mart’ı kutlamaya hakkı yok. Boşu boşuna emekçi kadınlar gününü kutluyoruz diye çıkmayın sokaklara.
Çünkü dünyada 8 Mart için iki olay önemli. Birincisi 8 Mart 1857'de New York'lu tekstil işçisi kadınların grevi, ikincisi de 8 Mart 1908’de yine aynı
kentteki kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için greve çıkmaları ve o fabrikada çıkan yangında 129 kadının can vermesi.
Bizde ülkesi için yanmayı göze alan ve canını veren kaç kadın var.
İşte gördük. Kadın kendi ağzıyla söylüyor.
“Erdoğan’ın kıçının kılıyım” diyor
Böyle kılların olduğu yerde siz hangi emekçi kadınlar gününü kutlayacaksınız?.
*********
Göstermelik 8 Mart.
Al çiçek, ver buket, koy çelenk…
“Kadınlar gününü unutmadık” de çık işin içinden.
Sizi gidi yalancılar sizi…
Siz, Matild Manukyan’ın bu ülkede 6 kez vergi rekortmeni olduğunu unutuyorsunuz galiba?. Onun verdiği vergilerle yolların, köprülerin ve okulların
yapıldığını unutuyorsunuz?.
Manukyan ne iş yapar diye hiç merak ettiniz mi?.
“Genelev patroniçesi”
Şimdi bu ülkede savunun bakalım kadın haklarını, kadınlar gününü.
Genelevlerde çalışan kadınların etinden sütünden çıkan paralarla kazanılmış vergileri alan bir devlet var.
Bu devlet, geçmişte genelev patroniçesi Manukyan’dan, günümüzde de “sektörün” temsilcilerinden aldığı paralarla yol yaptırıyor, köprü yaptırıyor.
Sonra çıkıp bu ülkede kadın haklarından söz ediyor?.
Sevsinler sizin 8 Martınızı.
*********
“Vergi geneleve düştü” diye yazıyor gazeteler.
ANAP döneminde gelir vergisi mükellefleri arasında grafiği en hızlı yükselen mükellef diye tanıtılıyor Matild Manukyan.
1985 yılında vergi mükellefleri arasında ilk 100’de bulunduğundan söz ediliyor. Yani ilk 100’den zirveye…
Genelevlerde kadınlar nasıl çalıştırıldıysa ya da erkekler nasıl bu kadınlara ‘kul’ yapıldıysa artık, ilk 100 içinden birinci sıraya kadar yükseliyor
Manukyan. ‘Montaj’ derler diye günümüzdeki rekortmenleri yazmıyorum.
Biz de utanmadan onlardan aldığımız vergilerle yol yaptırıyoruz. Sonra da emekçi kadınlar gününü kutluyoruz.
Bugün öve öve bitiremedikleri otoyollarda işte bu kadının vergileri var.
Yani genelevlerde çalışan kadınların alın teri.
8 Mart 1908’de kadınlar, hakları verilmediği için çalıştıkları fabrikayı yakıp o yangında ölüyorlar. Bizimkiler ise, Manukyan’ı 6 kez vergi rekortmenliğine
taşıdıkları genelevlerde…
Düşünün, Türkiye’de o kadar erkek işadamı var, o kadar büyük holdingler var, büyük büyük fabrikalar var ve bunların içinden bir genelev patroniçesi
çıkıp vergi rekortmeni oluyor.
Kadınlara saygı bu olsa gerek. Sevgimizden yere göğe sığdıramamışız da vergi rekortmeni yapmışız.
*********
Siz dua edin Türkiye’de kıllardan vergi alınmıyor.
Yoksa ‘Kıçının kılıyım’ diyen kadın, Matild Manukyan’ı bile geride bırakırdı.