ölümü
bekler mi
insan?
***
çaresiz
bırakılırsa
bekler
elbette!
***
huzur
evlerinde
beklenir mi
ölüm?
***
kızın
oğlun
bakmazsa
beklenir!
***
evlat
tadında
bir gelenin
gidenin olmazsa
gelsin diye ölüm
meleğini çağırmaya
başlarsın artık!
***
avukat
bir kadın
vardı huzur
evinde kalan!
yanına gittim
göz göze geldik
yatağından doğruldu
gözlerinin içi güldü!
***
‘kaç
zamandır
gelenim
gidenim
yoktu’ dedi
‘bazen vali
bazen de eşi
geliyor, iyi oluyor’
diye devam etti!
***
vali
mahmut
demirtaş
ve eşi de
olmasa huzur
evlerine, yetiştirme
yurtlarına giden yok!
***
son
günlerde
hiç vekil
gördünüz mü?
ya da belediye
başkanı?
***
her şey
seçilene
kadar…
seçildikten
sonrası yok!
çünkü bazıları
tribüne oynuyor!
***
şimdi
seçim var ya!
bakın, karanfili
alan huzurevine
koşacak, fotoğraf
çektirecek.
***
akşam
olunca yine
yalnızlıkla
baş başa
kalacaklar
huzur evindekiler!
***
torunlarıyla
yaşamak ve
yaşlanmak varken
kim huzur evinde
kalmak ister ki…
***
maalesef
evlat
evlenince
anne babayı
yük olarak
görüyor!
***
çocuklar,
‘sana
orada
daha iyi
bakarlar’ diye
başlıyorlar söze!
***
sonra
huzur
evinin
yolunu
gösteriyorlar!
***
oysa
yaşlılar
yaşadıkları
evrenin ayaklı
kütüphaneleridir
okumasını bilene!
***
eskiden
adana’da
huzur evi mi
vardı?
***
son
nefesine
kadar baba
ya da anne
evladının yanında
kalırdı! çocuklar
atasının ayaklarını
bile yıkardı!
***
torunlar,
dedeleri ve
nineleriyle
büyürdü!
her yer şenlenirdi
bayramlar o zaman
bayram olurdu!
***
şimdi
huzur evinin
kapısı açılırken
herkes kapıya
bakıyor ‘bir gelenim
var mı?’ diye…
ne acı!
***
işi, eşi,
anne ve
babadan
önce geliyor
insanların!
***
‘nasıl
olsa giderim’
diyor, ondan sonra
bir daha uğramıyor!
gidip huzurevinde
kalanlara bir sorun
isterseniz…
hepsi sitemli!
***
elbette
huzur evleri
olmalı, ihtiyaç
sahipleri korunmalı!
zaten devlet yeni
huzurevleri açıyor
ama önce bu göreve
evlatlar sahip çıkmalı!
***
eğer
annene
ve babana
bakmıyorsan!
***
sen de
o sona
hazırlan!