ne
günlere
kaldık!
***
hani,
şu
sahte içki
muhabbeti
vardı ya...
***
hani,
bilmem
kaç kişi
bundan dolayı
zehirlenip
ölmüştü...
***
hani,
polis
her yere
operasyon
düzenliyordu...
***
işte,
böyle
bir etil alkol
operasyonuna
katılan polis
bir de bakıyor;
sahte su!
***
suyun
sahtesi mi
olur demeyin!
***
adam
öyle bir
tezgah
kurmuş ki
normal suyu
zemzem diye
dolduruyor!
***
millete
yutturmak
için de üzerine
'zam zam'
yazdırıp, arapça
kelimeler ekliyor!
***
şimdi
hac
mevsimi ya!
kurbanlarını
kesen hacılar
yakında
dönecek!
***
bayramın
ardından
büyük
kavuşma
yaşanacak
sevinç içinde!
***
daha
hacılar
gelmeden
adam sahte
zemzem
hazırlamış!
artık
kimlere
yutturacaksa!
***
polis,
depoda
üzerinde
arapça ve
ingilizce yazıların
olduğu ve “zamzam”
yazılı 750 adet etiket ile
bin 200 adet satışa hazır
bidon ele geçiriyor, yazık!
***
sahte içki
sahte para
sahte polis
sahte cerrah
derken...
sahte zemzem!
***
işi
gücü
bıraktık!
alın teriyle
para kazanmayı
unuttuk, artık kısa
yoldan nasıl zengin
oluruz onun hesabını
yapmaya başladık!
***
bu
neye
benziyor
biliyor musunuz?
***
hoca
cuma
vaazında
cemaate
maide suresinin
90. ayetini okuyor!
***
diyor ki;
'ey
iman
edenler!
içki, kumar,
dikili taşlar ve
fal okları ancak,
şeytan işi birer
pisliktir'
***
yani,
'şans ve
piyango
işlerine
girmeyin
uzak durun'
demeye
getiriyor!
***
ilginçtir!
kapıda
caminin
ihtiyaçları
için para
toplayan adam,
cumadan sonra
tezgah açıp cami
önünde milli piyango
bileti satıyor, iyi mi?
***
bazen
müftüyü
çağırıp, 'şu
adamı göstereyim'
diyorum, sonra 'imamın
başı yanar, o adam da
ekmeğinden olur' diye
düşüncelerimden
vazgeçiyorum!
***
hadi
caminin
önünde bilet
satmasını doğal
karşılayalım,
'ekmek parasını
öyle kazanıyor'
diyelim!
***
bari
caminin
çıkışında
seleyi koyup
para toplama!
***
ya da
imam
iki de bir
maide suresini
okuyup insanları
'kumar oynamayın'
diye uyarmasın!
***
madem
uyaracaksın,
kapıda
cami için
para toplayıp,
sonra piyango bileti
satanı uyar hocam!
***
önce
ondan
başla!