derlerdi de
inanmazdım!
kız babası olmak
zor zanaatmış
***
geç anladım!
meğer
kızlar
babalarının
şah damarında yaşarmış
***
çok beğenirdim
hep dinlerdim bu şarkıyı!
orhan seyfi orhon
kime yazmış derdim
hangi kadına yazmış!
nasıl bir aşk yaşamış
nasıl bir hasret
nasıl bir ayrılık
laf aramızda kıskanırdım
***
ne diyor şair:
‘hani, o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın’
sevdiği nereye gidiyordu acaba
neden öksüz tavrını takınıyordu!
***
‘alnına koyarken vedâ busemi
yüzüme bu türlü bakmayacaktın’
nasıl bir vedaydı
nasıl bir buseydi bu
***
bu nasıl bir haykırıştı:
‘gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırım birkaç kelime
bir alev halinde düştün elime
hani, ey gözyaşım akmayacaktın’
***
kim bilir
yusuf nalkesen
bu şiiri bestelerken
neler hissetmişti!
ya nesrin sipahi
o söylerken
belki sesi titremişti!
zeki müren ağlamıştı
kim bilir!
***
yıllar yılı
bu şarkı kulaklarımızda
bilmeyenimiz yoktur!
kim bilir
siz de benim gibi bu şiirin bir kadına yazıldığını sanıyordunuz
belki içinizden ‘şair ne büyük aşk yaşamış’ diye geçiriyordunuz
***
demek ki
hepimiz yanılmışız
hepimizi yanıltmış usta!
orhan seyfi orhon bu şiiri kanserden ölen kızına yazmış!
kızı, yaşama veda etmeden babasından bir söz istemiş
şair de bu sözü vermiş kızına
‘gidişine ağlamayacağım’
***
ama
baba kalbidir bu
ağlamaz mı?
hele kızınsa kaybettiğin
çok şey paylaşmışsan onunla
hele de küçükse
can yangınını kim söndürür!
***
işte
veda busesi
böylesine bir acının simgesi
ayrılığın yüreğe vuran ifadesi!
***
öyle bir sevda ki
dili şahdamarına çarpan!
zaten
zorunlu ayrılıklar değil mi
adamı adam yapan!