Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen yeni tip korona virüs (kovid-19) salgınının Adana'da da etkili olması nedeniyle gerek Vali Mahmut Demirtaş, gerekse Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, süreci çok iyi yönetiyorlar.
Halkın evde kalması ve sokağa çıkmaması güzel, uyarıları dikkate alması güzel, camilerden 'çok acil olmadıkça evinizden dışarı çıkmayın' diye uyarı yapılması güzel, otogar ve tren garı gibi yerlerde gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp şehirlerarası yolculukların sınırlandırılması güzel, belediyelerin sürekli ilaçlama ve hijyen çalışmaları yapmaları güzel, polis ve bekçilerin yaşlı ve ihtiyacını karşılamayacak derecedeki insanların gece saatlerinde bile ihtiyaçlarını karşılaması güzel yani devletin korona günlerinde halkını korumak için çaba göstermesi güzel... Doktorları zaten her akşam alkışlıyoruz, bu dönemde doktorların ve sağlık emekçilerinin hakkını ödeyemeyiz...
Buraya kadar her şey güzel ama yarın su, elektrik ve doğalgaz faturaları kapıya dayanacak... Su, elektrik ve doğalgaz faturalarında herhangi bir indirim yapılacak mı? Halk bu sorunun cevabını bekliyor. Yapılması gereken buna bir çözüm üretmektir.
*****
Adana genelinde üst üste toplantılar yapılıyor. Vali Mahmut Demirtaş katılıyor, 6. Mekanize Piyade Tümen ve Garnizon Komutan Vekili Ertuğrul Sağla katılıyor, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar katılıyor, vali yardımcıları, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları ve kurul üyeleri katılıyor. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Ali Tanju Altunsu ile Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova toplumu aydınlatan konuşmalar yapıyor.
Buraya kadar her şey güzel. Ama bu kentte işçi, memur, emekli gibi düzenli maaş alamayan insanlar da yaşıyor. Gün bulup gün yiyen, işportacılık yapan, tablada sebze meyve satan, mevsim ürünleri satarak karnını doyuran insanlar da yaşıyor.
Bu insanların ceplerindeki para daha ne kadar kendilerini idare edecek?. Diyelim ki yıllardır yastık altında biriktirdikleri üç kuruşları var, şu ana kadar karınlarını bunlarla doyurdular. Bu saatten sonra ne yiyip içecekler?.
Bu konuda yapılması gereken, muhtarların inisiyatif almasıdır. Pencereden pencereye, balkondan balkona, cep telefonundan cep telefonuna artık nasıl ulaşılacaksa komşuların birbirleriyle yardımlaşmasıdır.
*****
Böyle günlerde komşu komşunun külüne muhtaçtır. Böyle günler 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyerek, komşunun halini hatırını sorma günleridir. Tamam. Vefa grupları Adana'nın en ücra köşesine kadar gidiyor, yaşlıların ihtiyaçlarını gideriyor ama köy nüfusu ile kent merkezindeki nüfus aynı değil. Kenar mahallelerinde insanlar açlıktan ve bakımsızlıktan ölmemeli. Komşu olarak birbirimizin derdine derman olmalıyız. Hastalandığını anladığımız anda 112'yi, 155'i, 156'yı arayıp yardım istemeliyiz. Ambulans çağırmalıyız. Yaptığımız yemekten bir tabak da yaşlı ve yemeğini yapamayacak insanlara ulaştırmalıyız.
*****
Biz bunu başarabiliriz. Yapılması gereken, eski günlerde olduğu gibi komşuluk haklarına sahip çıkmaktır. Apartmanda da olsa kenar semtlerde de olsa komşumuza balkondan pencereden seslenip 'Bir ihtiyacın var mı, nasılsın iyi misin?' diye sormalıyız.
Böyle günlerde toplum olarak kenetlemeliyiz. Yardımlaşma ve dayanışma duygularımızı ihtiyaç sahiplerinin ayağına giderek göstermeliyiz.
Yapılması gerekenler yapılırsa, su , elektrik ve doğalgaz ödemeleri konusunda devlet halkına yardım ederse, komşular birbirine sahip çıkar, ekmeğini paylaşırsa, toplum olarak kenetlenirsek, başaramayacağımız ve üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur.
Adanalı yiğittir, böyle günlerin üstesinden gelir.