Vitaminler, vücudun önemli fizyolojik işlevlerinin yerine gelmesinde, yaşamsal öneme sahip görevi olan organik moleküller olarak tanımlanır. Yağda eriyen ve suda eriyen vitaminler olarak iki gruba ayrılırlar. Yağda eriyen vitaminler A, D, E, K vitaminleridir. Suda eriyen vitaminler B vitaminleri ve C vitaminidir. Vitaminlerin vücutta yapımlarının az olması veya hiç olmaması nedeniyle dış kaynaklardan alınmaları gerekir. Tüm vitaminlerin kendilerine özgü önemli görevleri vardır. Bugün bu yazıda sizlere D vitamininden bahsedeceğim.
D Vitamini, güneş ışını ile ciltte sentezi başlayan, karaciğer ve böbrekte aktif hale gelen bir vitamindir. D vitamini temelde kalsiyum kemik metabolizması üzerine etkilidir. Kalsiyumun incebarsaklardan emilimini arttırır ve kemik oluşumunda kullanımını olası kılar. Genel olarak D vitamini, ince bağırsaklardan kalsiyum emilimi ve bir hormon olarak kemik oluşumu ve yıkımında, sinir kas sistemi işlevlerinde ve kalsiyum fosfor dengesinin düzenlenmesinde önemli görevlere sahiptir.
Normalde D vitamininin %90-95 kadarı güneş ışınlarının etkisi ile sentez edilir. Morina balığının karaciğer yağı D vitamini bakımından oldukça zengindir. Bununla beraber, diğer yağlı balık türleri (somon, uskumru, sardalya vb.), süt, yumurta sarısı, tereyağı, tatlı patates, yulaf, brokoli, maydanoz da D Vitamini açısından zengin besinlerdir. Ancak hiçbir gıda maddesi günlük D vitamini ihtiyacını karşılayacak oranda vitamin ihtiva etmez. En önemli kaynak güneş ışınlarının etkisiyle sentezlenen D vitaminidir.
Çocuklarda D vitamini eksikliği ve müzminleşmesi rikets/raşitizm denilen özellikle iskelet sisteminde bozulma ve gelişme büyüme geriliği ile kendini gösteren bir hastalığa yol açar. Erişkinlerde ise osteomalazi denilen kalsiyum problemleri, kemik metabolizması bozuklukları, mide barsak problemleri ile kendini belli eden bir duruma yol açar.
Bazen de aşırı D vitamini alımı, yanlış kullanımı ile daha çok oluşan vitamin fazlalığı ortaya çıkabilir. Bu durumda böbreklerde ve mide barsak sisteminde daha fazla olacak şekilde bir noktadan sonra geri dönüşümsüz önemli sorunlar görülür. Kalpte ve böbreklerde arzu edilmeyen kalsifikasyonlarla, iştahsızlık, kilo kaybı, sindirim bozuklukları, kaslarda güçsüzlük ve sertlik gibi klinik pek çok belirti gözlemlenir.
Son yıllarda D vitamininin sadece kemik iskelet sistemi için değil kalp damar sağlığı ve bağışıklık sistemi için de önemli olduğu saptanmıştır.
D vitamininn bu önemi yüzünden bebeklikte 1 aylıktan itibaren D vitamini desteği 6 aya dek günlük önerilir. Sonrasında günlük vitamin kompleksi ile devam edilebileceği gibi, 1 yaşına dek D vitamini ayrıca verilebilir.
D vitamini ihtiyacı kan tetkikleri ile saptanabildiğinden aralıklı kan kontrolleri ile değerlendirilip destek miktarı belirlenir. Bebeklik döneminden itibaren çocukların, uygun saatlerde ve aralıklı olarak vücudun tümünün güneş ışınları ile teması D vitamini sentezi açısından önemlidir.
Çocuklarımızın temiz su ve besine her zaman ulaşabildikleri sağlıklı günler dileğimle…