Gün geçmiyor ki kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklenmesin.
Geçtiğimiz günlerde gencecik bir kız yine insanlık dışı yöntemlerle katledildi.
Öldürülme şekli ise insanın kanını donduracak cinsten.
Bu ülkede kadın cinayetleri çoğalırken, her güne bir yenisi hatta binlercesi eklenirken kim dur diyecek?
**
Henüz 18 yaşındaydı Zehra.
3 ay önce uyuşturucu bağımlısı kardeşinin tedavi masrafları karşılamak için Milas'a gidiyor çalışmaya.
Burada bir müzikholde solist olarak işe başlıyor.
Ve 24 Temmuz'da çalıştığı iş yerinin havuzunda cansız bedeni bulunuyor.
Haberlerde bu olay; alacak-verecek meselesi olarak geçiyor.
Ne kadar basit değil mi? Alacak-verecek meselesi de geç!
Öte yandan bahsedilenler ise şöyle; Zehra işe başlamadan evvel kendisine toplu ödeme yapılacağı söyleniyor ve parası verilmiyor.
Aradan geçen bir süreden sonra genç kız kardeşinin tedavisi için Konya'ya gideceğini belirtip parasını talep ediyor.
Bunun üzerine ise iş yeri sahibiyle arasında tartışma çıkıyor ve genç kızı canice katlediyorlar.
**
Genç kızın cansız bedeni bir havuzda bulunuyor.
Ve acımasız bir şekilde öldürüldüğü ortaya çıkıyor.
Genç kızı öldürmeden önce kemiklerini kıracak derecede dövüp, ardından başına sert bir cisim vurarak öldürmüşler. Öldürüp bir havuza atmışlar birde.
**
Bu ülkede bir genç kız daha vahşice katledildi.
Bir genç kız daha hayattan, ailesinde koparıldı.
Bir genç kızın daha yaşamı elinden alındı.
Bir genç kızın daha hayalleri yarım kaldı.
**
Ülkemde her gün bir kadın; cani, sapık, ruh hastası, saplantılı biri yüzünden vahşice katlediliyor.
Neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü haberleri dolaşıyor.
Her gün bir yenisi ekleniyor ve giderek artıyor.
Hep dediğimiz gibi; Zehra ne ilkti ne de sondu.
**
Bugün öldürülen Zehra'ydı. Peki yarın kim?
Döngü aynı, değişen sadece isimler..