Dün Konya Şehir Hastanesi'nde Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya daha öncesinde annesini tedavi ettiği ancak ertesi gün annesinin hayatını kaybettiği kişi tarafından olaydan bir ay sonra silahlı saldırıya uğrayarak canice katledildi.
Saldırgan önce doktoru ve sekreterini öldürüyor ardından aynı silahla intihar ediyor.
Bu katil güvenlik görevlisi üstelik..
Yani taşıdığı silah ruhsatlı ve insanları koruması için verilmiş.
Ama güvenlik görevlisi insanları korumak yerine öldürmeyi tercih etmiş..
**
İnsanoğlu ölümsüz değil. Hele ki bir doktor hiçbir insan için ölümsüzlüğü vaat edemez.
Zaten herkes bir gün ölecek. Kimsenin garantisi yok. Bunu bilmeyen yoktur.
Ama annesi öldü diye ona bakıp tedavi eden, elinden gelenin fazlasını yapan bir doktoru böyle canice katletmek hiçbir akla sığmaz, sığamaz da..
Sonuçta o bir doktor ve sadece tedavi etmekle yükümlü.
İnsanın eceli geldiğinde hangi güç önünde durabilir?
Kim engelleyebilir?
**
Pandemi zamanı en çok emek veren ve en çok yorulan sağlık çalışanlarımızdı.
Bizler evlerimizde dışarı çıkmamaktan şikayet ederken, onlar günlerce sevdiklerinden ayrı kaldılar.
Hastanede yatıp hastaneden kalktılar. Hatta dinlenemediler bile.
Sabah akşam var güçleriyle çalıştılar, emek verdiler.
Kim için peki? Bizim için!
Peki biz ne yapıyoruz?
Kıymet bilmek yerine acımasızca saldırmayı tercih ediyoruz.
En ufak bir pürüzü dağ yapıp önlerine sunuyoruz. Bunlada yetinmeyip saldırmayı tercih ediyoruz.
Çünkü karşımızdakini suçlamak daha kolay..
**
Gelelem aynı gün yaşanan başka bir olaya. Bu sefer de mesleğini icra eden, bir avukat vahşice katlediliyor.
Olay şu; Silahla yaralama suçundan ceza alarak 5 yıl hapis yatan Abdullah Türkoğlu tahliye olduktan sonra aynı olay dolayısıyla Öznür Tufan tarafından kendisine tazminat davası açıldığını öğreniyor ve kadını arayarak davanın geri çekilmesini istiyor. Ancak kadın ve avukatı bunu reddediyor. Bunun üzerine Türkoğlu tehditler savurmaya başlıyor. İsteği yerine gelmeyince de önce avukat Servet Bakırtaş'ın bürosuna giderek onu öldürüyor ardından Öznür Tufan'ın iş yerine giderek onu boynundan yaralıyor. Talihsiz kadın ise ağır yaralanarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybediyor.
Olay sonrası silahlı saldırgan polisler tarafından yakalanıyor.
Yakalanıyor yakalanmasına ama iki insanı hayattan koparmış ve kanları da ellerinde..
**
Ülkemde bir gün içinde yaşanan silahlı saldırıların ardı arkası kesilmiyor.
Üstelik bunlar medyaya yansıyan tarafı. Bir de yansımayanlar var.
**
Sahi biz ne ara bu kadar kötü olduk?
Eline silah alıpta bir canı hayattan koparmak bu kadar mı kolay?
Vicdanınız, insanlığınız nerede?
Sahi niye soruyorsam.. İnsan olan bunu yapmaz zaten..
**
Peki neyin öfkesi, neyin hazmedememezliği bu?
Öldürünce elinize ne geçecek?
Ömrünüz boyunca bu kan ellerinizde rahat bir yaşam sürebilecek misiniz?
Bu sorunun cevabı da insanlığınıza, vicdanınıza göre değişir.
**
Güzel ülkem, ekonomik kriz, göçmenler, tacizler, silahlı saldırılar, kadın cinayetleri, sağlık çalışanlarına şiddetle kaynıyor.
Gün aşırı eline silah alıp etrafa dehşet saçanlarla kaynıyor.
Artık insanlar birbirine korkarak yaklaşıyor.
Canının hiçbir kıymeti kalmamış, can güvenliğinin olmadığı bir zamana denk gelişimiz, yaşananlar ve daha nicesi...
İnsan soramadan edemiyor;
Sahi ne ara bu hale geldikte kötülük bulutları üzerimizden eksilmiyor?