Pandemi döneminde eşler özellikle; kısıtlamalar, ekonomik durumlar, işsizlik ve benzeri sebeplerle anlaşmazlıklara düştü, bu süreçte evliliklerin bitme noktasına gelmesi söz konusu oldu, ayrılıklar ve boşanma oranları arttı. Evlilik nasıl hayatımızda doğal karşılanan ve hatta toplum tarafından, içinde bulunulması gerekli görülen bir kurum ise boşanmak da aynı derecede doğal bir durum olup, kanunumuzca bir takım hükümlere bağlanmıştır.
Türk Medeni Kanunu’na göre iki tür boşanma davası vardır; bunlar anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarıdır. Anlaşmalı boşanma davaları, tarafların her ikisinin de boşanma konusunda hem fikir olduğu, aralarında bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmesi ve bunun mahkemeye sunulması suretiyle, tek celsede sona eren davalardır. İşbu dava kapsamında tarafların her ikisi boşanmayı istemekte ve bu yöndeki iradelerini, hazırlanan protokolde ve mahkeme huzurunda belirtmektedirler. Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesi için eşlerin resmi nikah tarihinin üzerinden en az 1 yıl geçmiş olması gerekir, 1 yıldan kısa süreli evliliklerde anlaşmalı boşanma başvurusunda bulunulamaz. Taraflar düzenlediği protokolde boşanma, nafaka, velayet, tazminat ve mal paylaşımı konusunda uzlaşmalıdır. En önemlisi de anlaşmalı boşanma durumunda her iki eşin de, avukatları olsa dahi, duruşmada hazır bulunmaları gerekmektedir. Eşler, protokol maddelerini kabul ettiğini ve boşanmak istediğini hakim huzurunda belirtmelidir.
Çekişmeli boşanma davalarında ise, anlaşmalı boşanmanın aksine; boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat, velayet konularında veya konulardan birinde tarafların uzlaşamaması durumu söz konusudur. Bu davalar anlaşmalı boşanma gibi tek celsede sona ermez, mahkemenin dosyaya delil olarak sunulmuş hususları incelemesi, tanıkların ve tarafların dinlenilmesi ve nihayetinde mahkemece bir kanaate varılması aylarca sürebilir.
İşbu kapsamda her iki tür dava için de ortalama bir süre vermek gerekirse; anlaşmalı boşanma davası mahkemenin mevcut iş yoğunluğuna göre 1-2 hafta ile 1-1,5 ay kadar sürebilir, çekişmeli boşanma davalarında ise yukarıda da belirttiğim üzere süreç uzamaktadır, bu davaların sonuçlanması ortalama 1,5-2 yıl kadar sürebilmektedir.
Boşanma Sebepleri
Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebepleri genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olarak sınıflandırılmış olup; genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelden sarsılmasıdır. Taraflar anlaşmalı boşanacağı takdirde boşanmayı genel boşanma sebeplerine yani halk arasındaki adıyla ‘’şiddetli geçimsizliğe’’ dayandırmaktadırlar. Özel boşanma sebepleri ise kanunumuzda zina; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış; suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme; terk; akıl hastalığı nedeniyle boşanma olarak sayılmıştır. Taraflar arasında anlaşma söz konusu değilse, boşanma davası çekişmeli olarak gerçekleşecekse taraflardan biri işbu sebeplerden en az birinin varlığı halinde, yani boşanma sebebini yalnızca kanunda belirtilen boşanma nedenlerinden birisine dayandırarak, boşanma davası açabilir.
Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin bulunmadığı illerde boşanma davalarına bakma görevi aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerindedir. Yer yönünden yetkili mahkeme ise eşlerin son 6 ayda ikamet ettikleri yer mahkemesi veyahut eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir. İşbu kapsamda davanın görevli ve yetkili mahkemede açılması şarttır.
Boşanma davaları açılırken, eğer çekişmeli boşanma söz konusu ise boşanma dilekçesi boşanmak isteyen taraf veya vekilince düzenlenir, anlaşmalı boşanma davası açılacak ise dilekçe ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenir ve bu protokol taraflarca imza altına alınır. Belgelerini hazırlayan davacı, adliyede hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna başvurmak suretiyle davasını açabilir.
Mahkeme tarafından boşanma kararının verilmesi ve kesinleşmesi akabinde Medeni Kanunumuzda kadınlar için yapılan bir düzenleme söz konusu olup, boşanan kadın, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün dolmadan yeniden evlenememektedir. Kanun kapsamında yapılan bu düzenlemenin sebebi babalık ve nesep konularında bir karmaşanın yaşanmaması içindir. Kadının evlilik birliği içerisinde gebe kalması ve boşanmanın hemen akabinde başka bir evlilik gerçekleştirip doğum yapması durumunda çocuğun nesebinin belirsizliği durumu ortaya çıkacağından kanunda biyolojik olarak bir gebeliğin sürebileceği zaman dilimi kadar kadının yeniden evlenmesi yasaklanmış vaziyettedir. Ancak 300 gün içerisinde kadın doğum yapar ise 300 günlük bekleme süresi sona erer ve çocuğun babası boşanılan koca sayılır. Çocuğun babası boşanılan koca değil ise eski eşin, soybağının reddi davası açma hakkı vardır.
300 günlük bekleme süresinin kaldırılmasının bir diğer yolu ise kadının bekleme süresinin kaldırılması davası açmasıdır. Kadının dava açarken hamile olmadığını kanıtlayan resmi sağlık raporu sunması halinde mahkeme tarafından bekleme süresi kaldırılacaktır. Böylelikle kadın boşandıktan sonra 300 gün içerisinde başka birisiyle evlilik gerçekleştirebilecektir.
Boşanma Davasında Kadının Hakları
-Öncelikle şiddet gören veya şiddet görme tehlikesi altında bulunan kadın, dava açarken eşine 6284 Sayılı Kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarılması yönünde talepte bulunabilir. Kadının çocuklarıyla birlikte boşanma davası devam ederken ortak konutta kalmaya hakkı bulunmaktadır ve uzaklaştırma kararı ile birlikte ortak konutun özgülenmesi yönünde talebini de ekleyecektir.
-Kadının herhangi bir yerden geliri yok ise boşanma davası devam ederken kendisi için veya velayetle birlikte çocuğu adına nafaka isteminde bulunabilir.
Boşanma Davasında Erkeğin Hakları
-Yasal koşulların bulunması halinde erkek eş de nafaka talebinde bulunabilir. Nafaka hakkı, yalnızca kadınlara verilmiş bir hak olmayıp, erkekler de bu istemde bulunabilir.
-Erkek eş, çocuğun velayetini talep edebilir ve velayetin kendisine verilmesi halinde annenin iştirak nafakası ödemesi yönünde karar verilmesini isteyebilir.
Ayrıca boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat, her iki eş tarafından da talep edilebilir. Yargıtay kararlarıyla da sabit olmak üzere evlilik birliğinin sonlanmasında daha az kusurlu tarafın, daha fazla kusurlu taraftan tazminat talep etmesi mümkündür.
Eşinden fiziksel şiddet gören kişi, darp raporu almalı ve eşinden şikayetçi olarak suç duyurusunda bulunmalıdır. Şiddet gören eş savcılık, kadın sivil toplum kuruluşları, baroların kadın danışma merkezleri ve adli yardım kuruluşları, polis merkezleri, jandarma karakolları, sağlık kuruluşları ve Alo 183'ü arayarak başvuruda bulunabilir. Darp gören eş, herhangi bir karakola başvuruda bulunarak darp edildiğine dair şikayette bulunabilir. Kişi, kolluk aracılığıyla hastaneye sevk edilerek kişinin darp raporu alınması sağlanır. Darp raporu alındıktan sonra karakol, savcılık veya aile mahkemesinden uzaklaştırma talebinde bulunulabilir.