“ÜLKEMİZ DÜNYADA EN ÇOK MÜLTECİYİ BARINDIRAN ÜLKE. BUGÜNE KADAR 33 MİLYAR DOLAR HARCADIK”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, G20 Liderler Zirvesi sonrası düzenlediği basın toplantısında tüm dünya ülkelerine TÜRKİYE ve ülkemizi yakından ilgilendiren yakın bölgelerimizle ilintili anlamlı ve önemli bir o kadarda stratejik mesajlar verdi.
“SURİYE'NİN KUZEYİNDE ÜLKEMİZİN VE BÖLGEMİZİN GÜVENLİĞİNE TEHDİT OLUŞTURAN HİÇBİR YAPIYA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanımız , “Suriye’nin kuzeyinde ülkemizin ve bölgemizin güvenliğine tehdit oluşturan hiçbir yapıya izin vermeyeceğiz. Fırat’ın batısını olduğu gibi doğusunu da bölücü terör örgütünün zulmünden ve işgalinden çok yakın bir zamanda kurtaracağız. Biz bu tür konularda müttefiklerimizden çifte standart değil samimiyet bekliyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZ DÜNYADA EN ÇOK MÜLTECİYİ BARINDIRAN ÜLKE. BUGÜNE KADAR 33 MİLYAR DOLAR HARCADIK”
Mülteciler konusunda değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin Suriyelilerin yanında çeşitli yerlerden gelen dört milyonu aşkın mülteciye ev sahipliği yaptığını vurguladı. Dünyada en çok mülteciyi barındıran ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanımız, sığınmacılar için bugüne kadar ülkenin kendi kaynaklarından yaklaşık 33 milyar dolar harcadıklarını bildirdi. “İşte böyle bir ülke olarak mültecileri toplama kamplarına hapsederek bir yere varılmayacağına inanıyoruz” ifadeleriyle sözlerine devam eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN “Biz insanları mülteci kamplarına göndermedik. Onlara konteyner kentler kurduk, onlara çadır kentler kurduk ve onları ülkemizin değişik yerlerinde kiralama sistemleriyle kiracı olarak da olsa oturuyorlar. Hiç kimse sadece sınırlarını kapatmakla, polisiye tedbirlerle açlıktan, kıtlıktan, çatışmalardan kaçıp gelen insanları dikenli tel örgülere mahkûm etmekle mülteci sorununa çare bulamaz. Mülteci düşmanlığını körükleyerek meseleyi çözdüklerini zannedenler er ya da geç hatalarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaklardır” dedi.
“KKTC’NİN HAKLARININ EMRİVAKİLERLE GASP EDİLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Konuşmasında “Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının asli sahiplerinden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarının emrivakilerle gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanımız , “Türkiye hem kendi hukukunu hem de Kıbrıs Türkünün hak ve menfaatlerini korumakta kararlıdır. Son dönemde Doğu Akdeniz’de varlığımız tahkim etmemiz, bu noktadaki tavizsiz tavrımızın bir yansımasıdır. Rum Kesimi, Kıbrıs Türkü’nün asli haklarını görmezden gelen mütecaviz politikalarını devam ettirdikçe biz de gerekli önlemleri almayı sürdüreceğiz” dedi.
“BİR TERÖR ÖRGÜTÜ ELİYLE DİĞERİNİN YOK EDİLEMEYECEĞİ GEÇMİŞTEKİ ACI TECRÜBELERLE ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, Türkiye olarak mülteciler ve terörizm başlıklarının üzerinde önemle durdukları konular olduğunu belirterek küresel güvenlikle doğrudan bağlantılı olarak gördükleri bu konuların G20’nin gündeminde daha fazla yer tutmaya başlamasının sevindirici olduğunu ifade etti. “Ancak üzülerek belirtmek isterim ki, bu konuda terör örgütleri arasında ayrım yapan tehlikeli bir anlayışla karşı karşıyayız” diyen Cumhurbaşkanımız konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye olarak biz bu çifte standarda hem ülkemiz içinde gerçekleşen terör eylemlerinde hem de komşumuz Suriye’de bizzat şahit oluyoruz. Türkiye içinde eylem yapan, sivilleri öldüren, teröre bulaşan militanlar siyasi sığınmacı adı altında Batı ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak gezebiliyor, hatta haraç toplayabiliyor. 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde bulunup 251 insanımızın kanına giren FETÖ’cular kendilerine sunduğumuz dosyalar dolusu delile, belgeye rağmen kimi ülkeler tarafından korunuyor. 2 bin 193 vatandaşımız o gece yaralanmıştır. Onlar da yine aynı şekilde herkes tarafından biliniyor, ama buna rağmen korumacılık devam ediyor. Müttefiklerimiz tarafından DEAŞ’la mücadele bahanesiyle PKK’lı teröristlerin binlerce tırlık silah ve mühimmatla desteklendiğine her gün bizzat şahit oluyoruz. Böyle ikircikli bir tavrın terörü yok etmek yerine terör örgütlerine cesaret vereceği açıktır. Bir terör örgütü eliyle diğerinin yok edilemeyeceği geçmişteki acı tecrübelerle ortaya çıkmıştır.”
“SURİYE’DE DEAŞ’A TARİHİNİN EN AĞIR DARBELERİNİ İNDİRDİK”
Sözlerinin devamında Türkiye’nin, DEAŞ’la mücadeleden, yabancı terörist savaşçıların geçişlerinin engellenmesine kadar geride bırakılan süre zarfında çok ciddi çaba yürüttüğünü vurguladı. DEAŞ ve benzeri terör örgütleriyle irtibatından şüphelenilen 70 bin kişiye Türkiye’ye giriş yasağı koyulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN konuyla ilgili şunları kaydetti: “Suriye’deki terör örgütleriyle irtibatı tespit edilen 7 bin kişiyi sınır dışı ettik. Fırat Kalkanı Harekâtıyla 3 binin üzerinde DEAŞ’lı, Zeytin Dalı Harekâtıyla da 4 bin 500 civarında PYD’li teröristi etkisiz hâle getirdik. Şehitler verme pahasına Suriye’de DEAŞ’a tarihinin en ağır darbelerini indirdik. Önümüzdeki süreçte de bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Suriye’nin kuzeyinde ülkemizin ve bölgemizin güvenliğine tehdit oluşturan hiçbir yapıya izin vermeyeceğiz. Fırat’ın batısını olduğu gibi doğusunu da bölücü terör örgütünün zulmünden ve işgalinden çok yakın bir zamanda kurtaracağız. Biz bu tür konularda müttefiklerimizden çifte standart değil samimiyet bekliyoruz.”
“AMERİKA İLE TÜRKİYE İLİŞKİSİ STRATEJİK ORTAKLIĞA DAYALI”
Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN bir gazetecinin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile zirve programı çerçevesinde gerçekleştirilen görüşmede nelerin konuşulduğuna yönelik sorusuna cevaben Amerika ile Türkiye ilişkilerinin bir stratejik ortaklığa dayalı olduğu belirtti. İki stratejik ortak olarak öncelikle Kuzey Suriye’de Fırat’ın doğusu, Münbiç ve bu çevrede Fırat Kalkanı Harekâtı gibi konularla ilgili süreci, bunun yanında İdlib’i değerlendirme imkânı bulduklarını söyleyen ve şu anda asıl olan konunun Münbiç olduğunu dile getirdi. Münbiç’i görüşmede ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanımız PYD-YPG terör örgütlerine yönelik Türkiye’nin yaklaşımını Amerikan tarafıyla paylaşarak Münbiç’i bu terör örgütlerinden temizlemede birlikte nasıl hareket edilebileceğini konuştuklarını ve daha önce iki ülkenin dışişleri bakanlarının görüşerek bir yol haritası belirlediler.Ancak bunun üzerinden aylar geçtiğini, bunu tekrar canlandırmak için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN, bu konudaki mutabakatın şu anda canlılığını koruduğunu temenni ettiğini de sözlerine ekledi.