Cennet vatan ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz başta olmak üzere; yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunduğu stratejik konumları gereği; kapitalist devletlerin yıllar yılı bitmek bilmeyen böl parçala yönet taktiği ile karşı karşıya kalma mücadelesi alabildiğine tüm hızıyla, tüm Bizans entrikalarını aratmayan manevralarla oyunlarla devam ediyor.
Daha bundan bir buçuk ay kadar önce, Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN’ın G-20 zirvesi aşamasında başkentimiz Ankara’da Esenboğa havaalanında düzenlediği basın toplantısında ki; "DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE'NİN VE KKTC'NİN HAKLARINI SONUNU KADAR SAVUNACAĞIZ" ana başlığı çerçevesinde yaptığı açıklamayla; uluslararası dış politik kulislerinde dış ülkelerin diplomatik manada dikkat kesildiği sözlerini hemen hatırlayalım zira hala gündemdeki yerini koruyor.
GARANTÖR ÜLKELERİN HAKKI YA DİĞERLERİNE NE OLUYOR?
Ne demişti Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, “Bu bölgede Kuzey Kıbrıs’ın hakları var. Bu adı geçen ülkelerin nereye kadar hakları var. Hele hele Amerika’nın orda ne hakkı var. Amerika’nın senatosu böyle bir kararı nasıl alıyor. Bunların hepsi soru işaretidir. Bakıyoruz son zamanlarda senatonun önüne ne gelirse bunların kararını alıyor. Şimdi biz burada bir defa bizim burada garantörlük hakkımız var. Dolayısıyla biz Kuzey Kıbrıs’a karşı yapılacak her hangi bir saldırıda garantörüz. Bak ben hep söylüyorum Yunanistan konuşur, niye? Çünkü garantör ülkedir. Hatta daha ileri gidiyorum İngiltere konuşur niye garantör o da garantör ülkedir. Ve burada zaten konuşabilecek üç ülke var biziz.. Olay orda ki denizler noktasına gelince. Burda da biz diyoruz ki, bu denizlerden çıkabilecek nema ne ise Kıbrıs’ta yaşayanların hepsinin orda eşit hakkı vardır. Ama bunu kalkıp ta Güney Kıbrıs’ın kontrolünde yapacağız derseniz, biz buna evet diyemeyiz. Güney Kıbrıs kuzey Kıbrıs birlikte masaya otururlar, heyetler oluşturulur, ne çıktı şu kadar. Bunun ne kadarı Kuzey’e ne kadarı Güneye bunu onlar belirler. Şuana kadar çıkmış bir şeyde yok zaten hala taramalar devam ediyor. Bizim şimdi sondaj gemilerimiz devreye girdi, ee bunlarda baktılar Türkiye ciddi gidiyor. Ciddi gideceğiz tabi. Bunu bekleyecek halimiz yok. Bir şey varsa biz de görelim. Yalnız biz paylamasını da biliriz. Çünkü burada ki bizim prensibimiz “win win”esasına dayalıdır. Eşit miktarda bunları dağıtmasını, paylaşmasını biliriz. Ama karşı taraftakilerin de bize aynı adaletle davranmaları lazım.”
Şimdi gelelim konuya dair gelişmelere;
“BUGÜN KIBRIS’TA KAN DÖKÜLMÜYOR ATEŞKES DEVAM EDIYORSA BU TÜRKIYE’NIN GARANTISI SAYESİNDEDİR”
Komşu ülke Yunanistan’ın çiçeği burnundaa ki yeni Başbakanı Kiryakos MİTSOTAKİS, Başbakan sıfatıyla ilk yurt dışı ziyirateni Güney Kıbrıs yapmış ve burada ülkesinde iktidarların değişebileceğini ancak Kıbrıs’a yönelik hayallerinin ve politikalarının değişmeyeceğini ifade eden “ Yunanistan dış politikasının en üst stratejik talebi Türk işgaline son” şeklinde ki çıkışına yönelik talihsiz beyanları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Ersin TATAR tarafından yapılan önemli bir açıklamayla cevaplandı. Konuyla igili olarak KKTC Başbakanı cevap anlamında neler söylüyor:
“TÜRKİYE KIBRIS KADAR YUNANİSTANA DEMOKRASİNİN GERİ GELMESİNİ SAĞLAMIŞTIR”
“Kiryakos Mitsotakis, Türkiye’nin Yunanistan’ın 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ı Helen yapmak üzere gerçekleştirdiği kanlı darbe üzerine Kıbrıs Türk Halkı’nın çağrısı üzerine, bizlerin can ve mal güvenliği için, garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs’a geldiğini inkara kalkışıyor ama boşuna gayret gösteriyor.
Yunan Başbakanı ne kadar inkar etmeye, gerçekleri çarpıtmaya çalışırsa çalışsın, Türkiye, Kıbrıs’ın faşist Yunan Devleti’nin hegemonyasına girmesini engellemiş, Kıbrıs Türkü’nü katliamlardan korumuş, Yunanistan’a demokrasinin geri gelmesini sağlamıştır.Mitsotakis unutmasın ki, Cunta idaresinden kaçan babası eski Yunan Başbakanlarından Konstantin Mitsotakis, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinden sonra Cuntanın çökmesi sonucu Yunanistan’a dönebilmiştir.
‘TÜRKİYE’NİN ETKİN VE FİİLİ GARANTİSİ BİZİM İÇİN YEGÂNE GÜVENCEDİR”
Yunanistan’ın yeni Başbakanı’nın diğer bir iddiasına göre ‘modası geçmiş garantiler kaldırılmadan Kıbrıs sorununun çözümünün manası yoktur.’
Kıbrıs Türk Halkının ezici çoğunluğu ise Mitsotakis’in aksine, ‘Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi bizim için yegane güvencedir. Biz bundan dışındaki bir sistem asla güvenmeyiz. Türkiye’nin garantörlüğünün modası geçmedi. Tam tersine bugün Kıbrıs’ta kan dökülmüyor ateş kes devam ediyorsa bu Türkiye’nin garantisi sayesindedir.
“TÜRKİYE’Yİ DOĞU AKDENİZ’DEKİ HAKLARIMIZI KORUMAKTAN UZAK TUTMALARI DA MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Dolayısıyla, Yunanistan’ın Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarma istemi art niyetli olduğu kadar Kıbrıs Türk halkının beklentileri ile asla örtüşmemektedir.
Bu arada, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri nedeniyle tehdide kalkışan, gerekirse güç kullanabileceklerini ima eden, AB’yi yardıma çağıran Yunanistan ve Rum tarafı bilmelidir ki bizi ve Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki haklarımızı korumaktan uzak tutmaları da mümkün değildir.
KKTC ve Türkiye küçük Yunanistan ile Rum kesiminin kuru gürültülerine dün olduğu gibi, bugün de yarın da pabuç bırakmayacaktır.”
MİLLİ GÜVENLİK KURULU SON TOPLANTISINDA DOĞU AKDENİZ’DE Kİ ULUSLAR ARASI HUKUKTAN KAYNAKLANAN HAK VE MENFAATLERİMİZİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİLMİŞTİR
Öte yandan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ ın Başkanlığında gerçekleşen son Milli Güvenlik Kurulu Toplantısının hemen ardından yapılan yazılı açıklamada yukarıda arz etmeye çalıştığımız konuya dair; “Doğu Akdeniz’de ki Uluslar arası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatlerimiz ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik bölge barışı ve istikrarını esasa alan, iş birliğinin gelişimine katkıda bulunan,kararlı ve ilkeli tutumumuzun sürdürülmesinin hayati önem arz ettiği kaydedilmiştir” denildi.