Öteden beri çok sevdiğim kıyaslamalar-benzetmeler arasında hep “Duygu, Mantık, Mantalite ve Realite” kavramlarının bir birine karıştırmadan ayrı ayrı değerlendirilmesi isterim. Karıştırıldığı takdirde bir insanın Salçalı Kadayıf yemesinin mümkün olamayacağı gerçeğiyle örtüştürürüm. Zira, DUYGU hedefi tam 12 yapar ve onun kontrolüne girersiniz.
Tabiki değerlendirme-bakış beni bağlıyor. Bu nedenle her zaman yaptığımız gibi; yazması bizden takdir sizden ibaremizi yazımıza ekleyelim.
EKMEK
Adanalı bizlerin ifadesiyle “Çor çocuk aç, şimdilik dünden kalma dönemlerde ki İAŞE’ den kalıntılardan faydalanılıyor ya yarın?
İŞ-AŞ-EŞ eşittir evde hanım TUZ dediğinde evin REİS’i CIZ eder.”
Yani EKMEK öylesine önemli, kazanımı zor. Hele de ekmeği HAK-EDİŞ’le kazanmanın yolu zorunda zoru. Elbette zor olacak var mı öyle günümüzde BELEŞ’ten BEDAVADAN geçinmek. Emekle kazanılan ekmeğin aşın tadı ve teri bile bir başka güzellikte tattır. Keza o kazanımın Onuru daha bir ayrıcalık arz eder. İşte bunun için dememişler mi geçmişten gelecek yönelik olarak mekânı cennet büyüklerimiz “Ekmek Aslan’ın Ağzında” diye?
Haklı-Haksız,
Yanlış-Doğru,
Gerekçeli-gerekçesiz;
Şu veya bu şekilde kapıya konan isimler ve onların AİLELERİ şu günün şartlarında “EKMEK” sorunu yaşamıyor mu? Cevabım kocaman yaşıyor hem de ALASIYLA. Defalarca olduğu gibi bir kez daha yazıyorum, sözümüz KURUNUN yanında YAŞ’ın yanmasına yönelik. Orada ki gerçek MAĞDURLARA…
Bu sebeple “ Emek En Yüce Değer” i yıllar yılı özümseyen bu hak ediş çerçevesinde mücadele verip, halkın teveccühleriyle önemli makamlara oturmuş “değerde kıymet-yetkide etkin” isim ya da isimlerin; İSTİHDAM konusunda HASSASİYET arz eden Hakkaniyetlerde TİTİZ çalışmalarda “Toplumumuzun Değerlerine” önemli dikkat etmelerine sağlık veriyoruz. DUYGU hedefte 12 yaparken, “sizleri siz yapan, Devleti Devlet yapan Millettir” anlayışının varlığını hatırlayalım. Burada ki İstihdamın Yetkisi Ünvana-Tanıdığa-Bildiğe-falanca ilgiliye diye “İstisnai-Adamcılığa-Kayırıcılığa” uğratılmamalı.
İÇİMİZDEN BİRİLERİNİ YİTİRMEK ÜZÜYOR DULARIMIZ ONLARLA
YANKI yazarı olarak, Rahman ve Rahim olan Hamdolsun her an her yerde O’na bütün bedenim ve ruhumla teslim olmaya kalben hazırım ve hazırlığım tamdır tüm inancımla. Çok sevdiğimiz, içimizden yetişmiş birileri olarak, önemle özümsediğimiz değerleri yitirdiğimiz de; hep üzülürüz, içimizden bir şeyler kopar,belki de gözlerimizden yaşlar akar. Kimi zaman alabildiğine, kimi zaman iki damla. Ama hep kalben ve dudaklarımızda bir dua vardır “Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.”
YALÇIN GÜLHAN
Son bir hafta içerisinde Aslen buram buram Adanalı olup yaşamlarını İstanbul’da sürdüren, Türk Sinemasının, televizyonlarda günlük yaşamımızın vazgeçilmezi olarak dizilerimizin ve hatta tiyatro dünyamızın önemli emekçilerinden; Türkan Şoray,Fatma Girik,Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit gibi star oyuncularla aynı filimde gördüğümüz dönemin jönü, sonra ki yıllarda Avantür ve tarihi filmlerden ve son olarak Mahallenin Muhtarlarından tanıdığımız ünlü oyuncu Adanı Yalçın GÜLHAN.
CENGİZ SEZİCİ
Ardından Altınkoza etkinliklerinde Adanalının hep yanında yer alan bu satırların yazarı olarak ta İstanbul İstiklal caddesinde seyyar karikatür resim çizdiği dönemden arkadaşım-ağabeyim; hem sinemamızın hem de dizi filmlerimizin değerli oyuncusu; bilhassa da Türk Sinemasının en önemli yapıtlarından birisi olarak gösterilen, Türkan Şoray ile Kadir İnanır’ın bölgemizde çekilen ve dünya sinemalarında bile hit olan “Selvi boylum Al yazmalım ” filminde ki (Özellikle filmin içerisinde İstanbullu takıntısıyla kavgasıyla şöför) rolüyle tanıdığımız Cengiz SEZİCİ.
MEHMUT ULAKÇI
Büyük ağabeylerimizden meslektaşımız TRT'den emekli MEHMET ULAKÇI uzun bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşama veda etti. Nezaketiyle saygınlığıyla ağabeyliğiyle kalbimizde önemle iz bırakan Mehmet ULAKÇI ağabeyimiz başta olmak üzere, iz bırakan değerli sanatçı ağabeylerimiz hemşerilerimiz Yalçın GÜLHAN’a ve Cengiz SEZİCİ’ye Allahtan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyor acılarını paylaşıyoruz.