Adana’da halk arasında bilhassa da taşra da yazacağım gelişmelere yönelik beklenti ya da ortam için “Korkunun ecele faydası yok” derler. Gerçekten de “Ecel” geldikten sonra “Korkunun” bir manası var mı? Cevabın hemen “Yok” devamında da “Ölüm gelmiş kaçış ne mümkün?” olur.
Vallahi billahi bu gerçek. Ecel geldikten sonra kaçmanın göçmenin Korkmanın bir anlamı manası varmı? Elbette ki yok.
Siyasette de beklentiniz var sa, hele de bu hassas süreç içerisine politika odaklılığınız kaynaklı KAÇIŞ Şansınız zor değil oldukça zor.
31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerine yönelik İktidar, ana muhalefet ve muhalefet partileri; “Cumhur” ya da “Millet” ittifakı veya dirsek teması haricinde yurdumuzun bir çok bölgesinde Büyükşehir veya Vilayet ya da İlçe Belediye Başkan Adaylarını genel anlamda belirlerken; memleketimiz Adana dahil bazı önemli bölgeler açıklanmadı. Adeta çözüm yollarından öte bir davranışla uzlaşısızlıkla siyaseten Yerel Seçim için kilitlenmiş vaziyette. Yahut ta öyle bir gündem meydana getiriliyor. Keza benim yârim de gelişinden belli olur misali görünen siyasette-politika da bundan farklı değil. Hayır diyen buyursun efendim.
Adeta partilerde bir kontrataklık söz konusu kendi adayını daha ön planda tutmak için. Bu sadece vazgeçilmez diye baktığımız Cumhur İttifakı için olsun ve gerekse dirsek teması ötesine aşılmayacak gibi görünen Millet ittifakı içinde geçerli.
Bugünden baktığımızda Yerel Seçim tarihine 15 haftalık bir süreç var. Yani sizin anlayacağınız sona dördüncü aydan yeniliyor hala belirginlik yok. Ama bilinen halkın tanıdığı ve hatta kucakladığı BAŞKAN unvanlı tekrar talipliler önemli de bir ekip çalışmasıyla çalışmasıyla ortalığın tozunu atarken, hala Ankara’da kapı tırmıklayanların, kapı tıkırdatanların haddi hesabı yok. Çünkü onların çığırtkanları da en az onlar kadar umutlular yarınlar için.
İttifak içerisinde yer alıpta ortalığın tozunu dumanını attıran BAŞKAN unvanlı talipliler de işin doğru KESİN olarak kendilerini görmelerine rağmen; ittifakın getirdiği uzlaşmasızlık nedeniyle KORKU içindeler. Ya bizi ADAY yapmazlarsa ya da ADAY göstermeseler durumumuz ne olur? Taraf ve etrafta bu manada oldukça rahatsız bakmayın hariçten gazellerle bolcu üfürükten gazel okuduklarına. Medya da bolca beyanlara sosyal etkinliklerde bulunmalarına. Korku fena.
Birde işin perde arkası güçlü olup beklentiye kilitli isimlerin “Bizimkisi Aday yapılmaz ise bizim durumumuz vaziyetimiz ne olur? Ne ederiz ne yaparız?” biçiminde ki engel olamadıkları korkuları.
Vallahi peşlerini bırakmıyor.
Kimi SÜMEN altı dosyalarda bahsediyor.
Kimi Kıbrısa uzanıyor.
Kimisi mezhebe.
Kimisi ahbap çavuş ilişkilerine.
Ve kimileri de “24 Haziran Seçimlerinde biz şöyle şöyle yapmıştık. Referandumda ise şöyle etmiştik” şeklinde ki korkularına yakıştırdıkları geriye dönük hatalarının bugünkü VAY biçimli hesapları korkuyu daha da büyütüyor. Kendi partileri içerisinde ki kongre süreçlerinde ki ilaveler de buna eklendi Hatalar Sayısı iyice katmerleşiyor.
Ya, vakti evvelinde “Geldikleri gibi giderler” sözlerinin işte bugün karşılaşması yapılacak yaptırılacak. Sizin anlayacağınız yarınlar için Korku peşlerini bırakmıyor. Sahi sizce Son gülen mi? Rutin siyaset mi? Yarınlarda ki Adaya belirleme de ROL oynayacak?
Efendim Bekleyelim görelim nede olsa yarın yarından da yakın…