İşte o rutin yazılardan biri daha. Kim bilir kaç kez aynı konuyu içinde bulunduğum şuan ki ruh halimle, daha derin-daha içten yazdım; kaleme aldım- alıyorum ve yine yazıyorum. İçim çok dolu duygu yüklüyüm ve hepsi kalbi duygular, hisler ve hepsi de inanın Milli Duygularla inançla dopdolu…
Şehidim, Şehitlerim, Şehitlerimiz ne olur hakkınızı bir kez daha bize Helal Edin…
60 yaşım sağlam, üstüde var ama, siz boş verin altı sağlam; Beni de götürün Askere.
Bu vatan-bu toprak-bu bayrak bu insanlar uğruna olunmaz mı feda… Ne olur beni de götürün-beni de alın ASKERE.
Ne mutlu ŞEHİT olup Şehitlik mertebesine ulaşanları… Burada asıl canımı yakan nedir biliyor musunuz; dün olduğu gibi bugünde olacak olan duyarsızlıkta mesuliyetsizlikte sorumsuzlukta işte ona yanarım yanarım. Adeta yandıkça kor olur yüreğim pare pare… İşte bu nedenle kalbim-yüreğim oldukça ezik ve buruk. Sanki yoğun ateş içerisinde yandıkça yanıyor ve bir o kadarda kahroluyorum.
Şehidime şehitlerime daima olduğu gibi dilimde dua gözlerimde dinmeyen yaş var.
ŞEHİDİM sen çok yaşa… Şehitlerimiz Sizler çok yaşayın… Bu kutsal vatanımız uğruna, edebimiz, iffetimiz adına, vatan bekçiliği adına verdiğiniz CAN ve CANLAR için-mücadelen için kutsal bildiğin iffet gördüğün görevin için Hakkını-Hakkınızı Helal Edin…
Bizler mi?
Sonuna kadar nefesimizin yettiğince Helal, helal; Helal…
Biliyor ve inanıyorum ki hakkınızı helal etmeyeceklerinizde var, benimde var. Sen-Sizler O ulviliğin-Yüceliğin en güzel makamında, mevkisindesin RAHMANIN…
Ya ben ne yapayım veya Bizler geride kalanlar olarak ne yapalım ne edelim?
Canımız yandıkça yanıyor, içimiz eridikçe eriyor gün be gün.
Sen ve Sizler dün olduğu gibi bugün ve yarın de Allahu ekber… Allahu ekber… Diye yüzlerce binlerce tekbir sesleri arasında dualarla, uğurlarken- ebediyete yolcu edilirken; biliyorum, yine ilerlerden bir yerlerden, korna sesleri duyacağım; düğün yâda nişan için sevincini paylaşan. Aynı günün Akşamında eğlence, eğlence yerleri mekânlarında tırısa ha oyna, çal oyna ve de de oyna olacak.
Doğrusu ve gerçeği şöyle değil mi: bu vatan sizlere emanet ki, onlar çoğalacak senleri doğuracak, senleri yetiştirecek. Öyle kolay mı vatana asker yetiştirmek, evlat yetiştirmek. Allah var ya hemen askerimin-askerlerimizin anası anaları geldi bir an gözümün önüne, askere yollarken asker evlatlarını avuçlarına ve tetik parmağına dualarla Kına yakan.
Hani işin bir başka yanı daha var ya; Edep, Adap kısımlarında yer alır;
Gündüzünde ŞEHİDİM seni, ŞEHİLERİMİZ Sizi uğurlarken, kahramanlık-şehitlik nutukları atan-çeken. Hatta daha da ileri, şimdinin modasıyla cep telefonundan Self-i. Önde kendisi, arkada yâ da yanda Şehit, Şehitler… Birde ilavesi var “Nasıl iyi görünüyor muyum?” şeklinde fotoğrafların sergilendiği sosyal medya da bolca paylaşımları. Ve ardından devasa müthiş yorumlar! Bu sadece memleketimizin bir yanında değil Anadolu’muzun her bir yanında aynen öyle ne acı değil mi?
Hani o unutulmaz asker marşımız var ya;
“Annem beni yetiştirdi bu vatana yolladı
Al sancağa teslim ettiği Allahaısmarladık
Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana.
Yastığımız mezar taşı yorganımız kar olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun.”
O güzel Şehitlik mertebesine ulaşan evlatları doğrup bu vatana emanet eden Analar ŞEHİT evlatlarıyla gurur duyarken, saygısızlıktan hayadan edepteki arlanmazlıktan dolayı ezik üzgün kırgın.
Kırgınlığımız, kızgınlığımız sorumsuzluğa, mesuliyetsizliğe.
Ne ilgili, ne yetkili nede yurttaş hak ettiğince Şehidine-Şehitlerine karşı gereğiyle hak ediş noktasında yeterli duyarlılığa sahip değil. Olana ise can feda zaten…
Konuya duyarlılık ancak nutuklarda, yâda meydanlarda ahkâm kesen üfürüklerde…
Klasik ifadeyle Şehidimin-Şehitlerimizin adeta duyarsızlıklarda ki işgüzarlıklardan dolayı kemikleri sızım sızım sızlıyor.
Bu vatan uğruna- toprak uğruna-bayrak uğruna devletini devlet yapan milleti uğruna; ulularımızdan günümüze kadar uzanan silsilede nasıl mücadele verip gerektiğinde şehitlik mertebesine ulaştıysa “bende varım, Devlet Baba beni de alsın götürsün askere. Bu güzel, cennet vatan uğruna olunmaz mı ki can feda.” Şehidim, şehitlerim siz çok yaşayın bu vatanda daha çok anne ve baba var yerini doldurmak için evlat verecek. Sıkıntımız sorumsuzluk ve mesuliyete dem vurmak daha öte değil.
Defalarca olduğu gibi bir kez daha “Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Üniter Yapısının Bölünmez Bütünlüğü” için mücadele veren değerlere. Şehitlerimizi bir kez daha dualarla anarken, nöbetteki, içte ve dışta görev yapan evlatlarımıza Allah güç kuvvet ve iman duygusunu yüksek tutması ve düşmanla girdiği mücadelede Muvaffak eylemsi temennisiyle:
Milletimi-Devletimi Daima olduğu gibi ayrımsız bir bütün olarak el ele gönül gönüle olması duygusu ve temennisiyle hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Bu vesileyle de;
Türkiye'nin birliği ve bekası için can veren Kahraman evlatlarımız.. Minnet ve şükran dolu Fatiha'lar size... Allah, sizlerden ve sizleri yetiştirenlerden binlerce kez râzı olsun..
…
YAŞAR KARA-YANKI OKURLARINA DİYOR Kİ:
“ YARINDAN SONRA BAKIN NELER OLACAK”
*** CUMHUR İTTİFAKI UKRANYA’DA…
CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN ’NIN UKRANYA ÜLKESİ GÖRÜŞMELERİNDE İKİ ADANALI PARLEMENTER EŞLİK ETTİ
*** “HANİ YA HALKIN TEVECCÜHLERİNE
ZİYADESİYLE LAYIK OLACAKTINIZ?”
*** “SIFATI GEREĞİ MUHALEFET BİLE ONUN AĞZINA BAKAR İKEN,
İDARE-İ İCRAATTA SINIFTA KALIRKEN;
UMUTLU TAHHÜTLERİN BOLCA DAĞITILDIĞI
TAŞRA’DAKİLERİN GELECEK (ATİ) UMUTLARI YİNE BİR BAŞKA BAHARA GİBİ…
*** İCRAATÇILAR!
BULUNDUĞUNUZ KONUMDA OLALI BİR YIL OLMAYA ŞUNUN ŞURASINDA NE KALDI?
“HANİ YA HALKIN TEVECCÜHLERİNE” ZİYADESİYLE LAYIK OLACAKTINIZ…
BAKIN SAYILI GÜNLER ÇABUK GEÇİYOR DEĞİL Mİ?
“İŞTE ÇOĞU GİTTİ AZI KALDIII…”
*** VE… BİRİ-BİRİLERİ “BİZE GELMEYECEK SANMIŞLARDI, BAKIN O GÜN GELDİ ÇATTI”
SIRADA Kİ GELSİN…
*** Usta Gazeteci Yaşar Kara’nın kaleminden YANKI’da Yarın ve sonrasında…