Bizler, kurumları, siyasi partileri, siyasetçileri, organizatörleri yani aklınıza ne gelirse gözlemleriz.
Gözlemlediklerimizi yazıp yorumlarız…
Kimileri Adana için güzel işler yaparlar, kimileri ise kendileri için muhteşem işler yaparlar…
Mesela yapacakları etkinlikler, basın toplantıları için Gazeteciler Cemiyeti’nin yerini kullanırlar, ya da cemiyet başkanlarını konuk ederler…
Bu davranış sadece Adana’da değil neredeyse 81 vilayette aynıdır…
Bazıları da toplantı yaparlar, yine cemiyetlerin başkanını davet ederler, sonrasında yapılan toplantıyı bülten yapıp gazetelere servis ederler…
Aslında bu tür yaklaşımlara “Kurnazlık” diyebiliriz.
Bunu yapan kişi ya da kurumların yöneticileri, toplantılarında cemiyetlerin Başkanları olduğu için gönderilen bültenin gazeteye gireceğini zannederler…
Aslında öyle değildir…
Hiçbir gazete ya da TV kanalları cemiyet başkanları toplantıda diye gönderilen bülteni değerlendirmek zorunda değildir…
Dünya alem biliyor ki yerel gazeteler can çekişiyor. Peki cemiyetlerin yerlerini kullananlar ya da başkanlarını toplantılarına davet ederek bülten hazırlayıp gazetelere gönderenler yerel gazetelere ne gibi destekte bulunuyor, nasıl bir katkı sunuyor?..
Ne yazık ki bir çok kişi hiçbir katkıda bulunmuyor.
Hatta bazı kişiler var ki, bırakın gazetelere ilan vermeyi, 1 TL verip gazete almayı bile düşünmüyor, gazetelerin bürosuna gelip haberlerinin yayınlandığı gazeteyi isterler…
Biz de bu kadarına da “Pes” mi diyelim, ya da daha başka kelime mi kullanalım?
Hangi kelimeyi kullanacağımızı sizlerin taktirine bırakıyoruz.
Aslında gazeteciler cemiyetlerinin başkanları bu “Kurnaz”lara yerel gazetelere ilan katkısında bulunmalarını söyleyebilir. Yerel gazetelerin ne kadar zor durumda olduğunu ifade edebilirler.
Cemiyetlerin başkanları ayrım yapmadan bulundukları kentlerde günlük yerel gazeteler ile haftalık, 15 günlük ve aylık gazetelerin zor şartlar altında yayınlarını sürdürdüklerini en azından abone olmaları gerektiğini anlatabilirler…
Belki de anlatıyorlardır bizim haberimiz yoktur…
Eğer haberimiz olsaydı gazetelere abone olurlardı diye düşünüyorum…
Demek ki cemiyetlerin başkanları ayrım yapmadan yerel gazetelerin ne kadar zor durumda olduklarını anlatmıyorlar…
Eğer ayrımsız olarak yayın yapan yerel gazeteler yayın hayatlarını sürdüremezse, gazeteler kapanır, gazetecilik biter, o zaman da gazeteciler cemiyetleri de kapılarına kilidi vurur ve gazeteciler cemiyetleri başkanlarının başkanlıkları da sona erer…
Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum?..
Burada yapılması gereken herkesin kendi penceresinden bakmamasıdır…
İnsanlar kendilerini karşısındakilerin yerine koymalı…
Yani empati yapmalı…