Bazen hayat yorar insanı .
Sevmek yorar.
Affetmek yorar.
Hoş görmek yorar.
Özlemek yorar.
Bazen boş vermek bile yorar.
İnsanlar yorar. İnsanı insandan başka bir şey yormaz demiş şair.
Ve insan susar…
Bizi bu kadar yoran kendi içimizde yaşadığımız kaosun dışa yansıması mıydı? İçimiz çığlık çığlığa bağırırken dışımız lal gibi sessiz. Dilimize vurduğumuz prangalar bizi sessizliğe mahkum etmiş. Herkese, her şeye rağmen dilinde ki prangalar çözülmemiş. Elinden gelen tek şeyin sessiz kalmak olduğunun farkına varmışsındır. İçin avaz avaz bağırırken bile susarsın. Varlığının kıymetini bilmeyeni sessizliğin ile terbiye etmek istersin..Yokluğuyla terbiye etmek ister ki insan varlığının kıymeti bilinsin.İnsan kaybetmek ile sınansın ki insan sevdiklerine daha sıkı sarılsın,kıymet bilsin.
Konuşarak,anlatarak bir şeyleri yapamayacağımıza kendimizi inandırıp sessizliğe boyun eğmişiz.Oysa ki sessizlikte bir çeşit başkaldırıdır.Sessizliğimiz bile bazen çok şey anlatır anlayana.
Sesini duyuramadıysan üzülme senin sessizliğini bile anlayan, sana herkeste daha yakın Rabbin var.İçin sıkıldığında aç ellerini semaya dök içindekileri Rabbine .Çöz dilindeki prangaları.Rabbin dünyanın bulanıklığına rağmen kalbi sağlam olanın kalbinde çiçekler açtırır.
İmtihanlar gelip, geçiyor.
Hayatımız bir döngü içerisinde dönüp duruyor.
Bir bakmışsın hiç ummadığın anda çiçekler açmış…
Sen kalbini sağlam tut yeter ki. İçine baharı getirecek günler yakındır.