ADANA (GÜNAYDIN) - İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Eşbaşkanı ve Barış Bloku Sözcüsü Sema Peynirci, son haftalarda Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelerin ülkenin geleceği açısından derin kaygılar yarattığını açıkladı.
Sivil toplum örgütü temsilcileriyle düzenlediği toplantıda, “Silahlar sussun” çağrısında bulunan Peynirci, “20 Temmuz günü Suruç’ta gerçekleştirilen bombalı saldırıda 31 sosyalist gencin yaşamını yitirmesi toplumu adeta sarsmış, AKP iktidarının Şii ve Kürt karşıtı yanlış ve yanlı Suriye politikasının sonuçlarının ne kadar ağır olduğu toplum tarafından daha iyi anlaşılır olmuştur.” dedi
Uluslararası toplumun baskısı sonucu Türkiye’nin IŞİD ile mücadele etmek zorunda bırakıldığını anlatan Peynirci, “Bu mücadele topyekûn terörle mücadele sloganı altında etkisiz kılınarak IŞİD ile savaşan halklar ile mücadeleye dönüştürülmüştür. Bu durum oldukça vahim sonuçlar doğuracak kadar tehlikelidir. Gerek Suriye politikasının sarsıcı etkileri sebebiyle, gerekse 2013 yılından beri devam eden Çözüm Süreci’nin fiilen bitirilmesiyle, tüm ülke hızlı bir şekilde savaş alanına dönüşmeye başlamıştır. Bu çerçevede, son günlerde gerçekleşen tüm ölümlerden derin bir üzüntü ve kaygı duyuyoruz. Suruç saldırısının da, Pozantı saldırısının da acısını hissediyor ve artık bu topraklarda anaların ağlamasını istemiyoruz. Yıllardır bu topraklarda akan kanın durması Türkiye ve Kürt haklarının isteğidir. Bu toprakların artık kalıcı bir barışa ihtiyacı vardır. Devletin Kürt sorununa sürekli ‘terörle mücadele’ eksenli bakış açısının değişip, aksine siyasal bir gerçekliğin sonucu ortaya çıkan bir olgu olduğu, anayasal düzenlemelerle kültürel ve siyasal varlığın ve hakların tanınması ile eşitlikli, barışçıl, demokratik çözümün sağlanması gerektiği açıktır.” diye konuştu.
Onlarca yıldır uygulanan güvenlik politikalarının kaosu beslemekten başka sonuç vermediğini vurgulayan Sema Peynirci, şunları söyledi: “Evlatlarını toprağa veren analar dahi barış diye haykırırken, Kürt sorununun çözümünde bir diyalog ve müzakere sürecinden çıkıp, yeniden geçmiş hataları tekrarlamak kesinlikle kabul edilebilir değildir. Bu sebeple barış sürecinin, bir müzakere biçiminde yeniden yürütülmesini sağlayacak mekanizmaların acilen ve kalıcılığı sağlanarak hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendisinin yaratmış olduğu Kürt sorununu çözme noktasındaki yaklaşımı uluslararası hukuka uygun düşmemektedir. Kürt sorunundan kaynaklı olarak uygulanan şiddet politikaları sonucu insanlığa karşı suçlar işlenmiş ve işlenmeye devam etmektedir. Bu suçların gelecekte bir daha işlenmemesi için Türkiye’nin uyması gereken uluslararası yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu çerçevede son günlerde gerçekleşen eylemlerde; asker, polis, gerilla ve sivil ölümlerinden derin üzüntü ve kaygı duyduğumuzu ve tüm acıları paylaştığımızı, doğrudan doğruya yaşam hakkına yönelik saldırı eylemlerini kınadığımızı belirtmek isteriz. Adana Barış Bloku olarak acil çağrımızdır; Türkiye ve Kürt halklarının barışa ihtiyacı vardır.Bu topraklarda artık gözyaşının,akan kanın durması bu halkın özlemidir.Bu anlamda ; Devlet askeri ve siyasi operasyonlarını derhal durdurmalı, uyguladığı şiddeti sona erdirmeli; insan haklarını ihlal eden kamu görevlilerine uyguladığı cezasızlık politikasına ve uygulamasına son vermelidir. PKK ateşkesi muhafaza etmeli, misilleme eylemleri yapmamalı, silahlı eylemlerini sona erdirmelidir. Türkiye, Suriye politikasını değiştirerek, Suriye/Rojava kantonları ile iyi komşuluk ilişkilerinin gereğine göre davranmalı, cihatçı örgütlere karşı etkili mücadele yürütmelidir. Barış ve Çözüm Süreci 28 Şubat 2015 Deklarasyonuna bağlı kalınarak devam ettirilmelidir. Adana Barış Bloku olarak tüm halklarımızı, sivil toplum örgütlerini, partileri, kişileri ayrım yapmaksızın bu topraklarda kanın durması barışın inşa edilmesi için barış blokunu güçlendirmeye davet ediyoruz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: