MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Edebiyatçı yazar ve sanat tarihçisi Ferhat İşlek, Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında 75.Yıl Sanat Galerisi’nde açılan ve duyguları yoğunlaştıran serginin amacına ulaştığını dile getirdi.
Usta kalem Ferhat İşlek, “Nostalji… Etimoloji “vatana, memlekete kavuşma özlemi” dese de, günümüzde geçmişteki yaşama, geçmişteki yaşantımızın birer parçası olan ve şimdi olmayan ne varsa bunlara karşı duyduğumuz özlemi belirtir. Bir dönemdeki fotoğraflar, eşyalar hem zamanı hem de yeri tanımlar. Yalnızca kimi düşüncelerimizi, anılarımızı değil, duygularımızı da açığa çıkarır.” dedi
İşlek, çok sayıdaki bilimsel toplantılardan çıkan sonuçların, bu konuda yazılan makalelerin, yapılan araştırmaların, nostaljiye yatkın insanların yalnızlık duygusunu hafif atlattıklarını dile getirdiğini vurguladı.
Edebiyatçı Yazar Ferhat İşlek, Eski Türk Filmleri 45’likler Sergisi hakkında şu açıklamalarda bulundu
BİLİMSEL ÇALIŞMALAR NE DİYOR?
Bilimsel çalışmalarda nostaljiyi yaşayan insanlarda ölüm düşüncesinin uzak durduğu, akıl sağlığı açısından da daha pozitif oldukları belirtilmektedir. Böylesine duygu ve düşünce güçlüğü sağlayan nostalji aynı zamanda geçmişle bağımızı kurmakta, önceki yaşantımızla daha barışık olmamızı sağlamaktadır. Kısacası, geçmişimizle ilgili bir şarkı, bir eşya, bir fotoğraf sıradan değildir. Bunları anıları yeniden canlandırmasından çok öte bir kavram olarak düşünmeliyiz. Bugün Adana’da izlediğim nostaljiyle ilgili bir sergiye getirmek istiyorum sözü. “23.Uluslararası Adana Film Festivali “yürütenleri 75.Yıl Sanat Galerisi’nde anıları, duyguları yoğunlaştıracak bir sergiyi öngörmüşlerdi. Öncelikle bu sergide bulunduktan sonra bende, hazırlayanlara karşı büyük bir saygı uyandığını belirtmek isterim. Çünkü bu sergiyi düşünenler her şeyden önce serginin amaçlarını, sonuçlarını bilinçli bir şekilde değerlendiren insanlardı.
KİMLER KATILDI?
İsmail Görkem, taş plak koleksiyoneri. Bu sergideki kişisel çabası açıkça görülmekteydi. Sergide arşivindeki plakları, radyoları sergilemişti. Aynı salonun duvarlarındaki eski film afişleri de Serdar Kürkbabaoğlu’na aitti. Sinema afişleriyle, plaklarla, eski radyolarla yaratılan nostalji ortamı, izleyenleri zaman yolculuğuna çıkarıyor, duygulandırıyor, yoğun bir özlemle buluşturuyordu. Serginin geçmişe yaptırdığı yolculuk öyküsü ise 1961 Yılı’nda Cemalpaşa Mahallesi’de tek katlı bir binada yayın hayatına başlayan Adana Radyosu’na kadar gitmektedir. Adana Radyosu’nun ilk spikeri Bilge Baykara’dır. Canan Işık, Selahattin Sarıkaya, Necla Dönmez ilk sanatçılarından bazılarıdır. Bu radyo bünyesinde bir süre sonra “Çukurova’dan Sesler” topluluğu kurulur. Bu topluluk yöre sanatçılarından ve sınavda başarı gösterenlerden oluşmaktadır.
KİMLER GÖZE ÇARPIYORDU?
Fahri Işık, Mürüvvet Kekilli, Can Etili, Halit Araboğlu, Müslüm Gürses, Ahmet Tekbilek gibi isimler hemen göze çarpan isimler.. Adana köprübaşı, Uykuda mısın sevgili yarim, Feryat, Yürü be yalan dünya, Asker oldum giydim yelek gibi daha pek çok türkü Çukurova’da; evlerde, sokaklarda, tarlalarda yankılanan o dönemde… Sözünü ettiğim sanatçılar radyo ile sınırlı kalmayıp Adana’nın çay bahçelerinde sahne almışlar ve halkla canlı olarak bütünleşmişlerdir. Bu çay bahçelerine daha sonra Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Safiye Ayla, Şükran Ay, Müzeyyen Senar gibi sanatçılar da gelmişlerdir. Adana sanat ortamı en parlak dönemini yaşamıştır. Böylesine bir kültürü en üst düzeyde yaşayan Adanalılar, 1970 Yılı’nda Adana Radyosu’nun Mersin’e taşınmasıyla birlikte, oluşan bu sanat ortamını yitirmişlerdir.”Çukurova’dan Sesler” topluluğu dağılmış, sanatçılardan bazıları Adana’dan giderken, bazıları da kendi köşesine çekilmek durumunda bırakılmıştır.
BUGÜNKÜ DURUM NEDİR?
Bugün 23.Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında açılan “Eski Türk Filmleri 45’likler Sergisi” bir dönem Adana Radyosu’nun yaşayan ses ve saz sanatçılarını bir araya getirmeyi amaçlamıştır. Ahmet Tekbilek (Ömer Faruk Tekbilek’in ağabeyi), Fahri Işık, Cahit Seyhanlı(zamanında veremli kız şarkısıyla altın plak almış, şarkı her yerde popüler olmuştu) ve Halil Atılgan (halk müziği ve folkloru üzerine araştırmalar yapmıştır. Çukurova türkülerinin atası sayılır. Kültür bakanlığı devlet halk müziği korosu şefi iken emekli olmuştur)gibi sanatçılar da bu buluşmaya gönüllü olarak katılmışlardır. Sergide gördüğüm ve fotoğrafladığım gramofon, lambalı radyo, taş plak gibi malzemeleri yaklaşık kırk yıldır biriktirdiğini ve sonrasında bunları koruduğunu söyleyen İsmail Görkem, Fahri Işık’ın bir yazısından çok etkilenir. Bu yazıda Adana Radyosu’nun öyküsü anlatılmaktadır. 1961 yılında kurulan bu radyonun bünyesinde yetişen değerlerin birbirinden ayrı sanat yaşamı vardır. Bir oldubitti sonucu radyonun Mersin’e gitmesiyle yaşanılan dağınıklık İsmail Görkem’i arayışa zorlar. Çünkü o sanatçılara karşı her Adanalının vefa borcu olduğunu düşünür. Sözünü ettiği sanatçıların kasetlerini, plaklarını, notalarını, hatta fotoğraflarını bile arşivler. Yaptığı işin emeğe saygıdan kaynaklandığı da söyleyen Görkem, Çukurova’nın Karacaoğlan’dan günümüze çok değerler yetiştirdiğini, kendilerinin de onlara ait anıları yaşatmaya çalıştıklarını söylemektedir.
Bu arada sergide benzer bir çalışma içerisinde olan Adana’nın Eski Fotoğrafları Grubu’nun yöneticileri Sabri Gül, Orhan Kapılı ve Nuri Erbaz ile de görüşme olanağı buldum. Onlar grup olarak sergiye destek için oradaydılar. Konusu gereği sergiyi en iyi anlayanlar onlardı. Çünkü onlara göre de nostalji değerlere sahip çıkmaktı. Geçmişle bağımızı güçlendirmekti.
Yorumlar
Kalan Karakter: